tag:blogger.com,1999:blog-8023539673655298342024-03-13T18:23:43.411+03:00Doktrin!Varolmak adına söylenenler...M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.comBlogger404125tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-69129309586163065342018-02-21T19:59:00.002+03:002018-02-21T19:59:58.375+03:00Bunlar hep saykolacıkıl
İnsan tanımlayamadığı, dahası ilk kez yaşadığı duygu/düşünceler karşısında sessizleşir, içine kapanır. Daha güçsüz –hadi biz buna daha duyarlı diyelim– kişiler derin bir psikoza girer. Kendini gerçekliğin içerisinde bulamaz, usu sürekli yanılsamalar üretir. Ruh değildir böyle durumlarda sapıtan, beyindir; usumuz, belleğimiz...
Kişinin entelektüel bakış açısına göre, böylesi durumlarda kişiM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-79129023255552978932018-02-15T12:27:00.002+03:002018-02-15T12:27:59.127+03:00SEVİ
uzun öykü: SEVİ
Otuz iki yaşındayım. Sağlığım
yerinde. Yaşıtlarıma göre daya iyi kazanıyorum. Yaşadığım bölgede bir işyerim
var: Elektrikçiyim. Tek başımayım, bir yardımcım yok. Yardımcıya, çırağa
gereksinim duyacak denli büyük işlere artık girişmiyorum. Huzur istiyorum.
Bir evim var, işyerimin birkaç
sokak ötesinde. Babam verdi bunu bana. Sağ olsun. Onlar, anamla babam,
memlekete M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-87820105951585365642018-02-15T10:28:00.001+03:002018-02-15T10:28:43.694+03:00EŞDUYUM
öykü: EŞDUYUM
Sevmenin ne olduğunu bilmezdim, sevilmenin de. Gereksinim olarak görürdüm sevmiş gibi yapmayı. Neden? Yalnız kalmamak, dahası kösnül isteklerimin yerine getirilmesi için. İlişkilerimi kaybetme korkusuyla yaşamazdım. Oldu ya, kaybettiğimdeyse yoksunluğunu iliklerime dek duyumsardım. Gelgelelim, yeni birisi için eyleme geçmezdim. Yelin yönetimine bırakmıştım kendimi. O artık M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-80098803910810043092018-02-10T02:29:00.000+03:002018-02-10T02:29:10.959+03:00VELİ
Yaklaşık on metre karelik bir odada yaşıyorum. Günümüzün çoğunu burada geçiriyoruz; iki kişiyiz: Kedimle ben.
Beni saymazsak küçümen odamın ilk göze batan varlıkları, masa, pencere, yatak dahası kedi de küçümen sayılır. Çalışma masasını pencere önüne yerleştirmeyi uygun buldum. Yatak, odanın sağındaki duvara dayalı; ayakucuysa M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-15864697418887576792017-08-03T21:20:00.003+03:002017-08-03T21:20:46.589+03:00Aklına GelirAklına gelir, vaktiyle siktir ettiğin; hani o ittiğin: Tercih ettiğin, seni attığında karanlık bir kuyuya...
M.D.M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-6559836324441804312017-08-03T21:16:00.002+03:002017-08-03T21:16:27.004+03:00Sana Kaktüs Yakışır
Sevgi bir çiçek değil midir, sulaman gereken? Öyleyse ne beklersin meyvesini; verdin mi gübresini? Çiçek bile değildi oysa, minicik bir tohumdu. Kalbine eksen, kanınla beslesen, ruhunla gübrelesen açmaz mıydı çiçek tüm ihtişamıyla taç yapraklarını?
Sana kaktüs yakışır; sulamadan, gübrelemeden, öylece güneşin altında günlerce susuz bekleyebilen...
Murat Dicle
02.08.2016M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-50527526041383744502017-07-31T21:10:00.000+03:002017-07-31T21:10:10.667+03:00Özgür Değilsen
Özgür değilsen doğduğun bu şehirde,
Özgürlüğünü ilan kendi kendine;
İster bir bankın üstünde aç biilaç ol,
İster bir kaldırımda sevgiye muhtaç ol,
İster on metre karelik bir odada yapayalnız...
Özgürlüğünü ilan et işte kendi şerefine...
murat dicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-22989053266186952762017-07-28T20:10:00.000+03:002017-07-28T20:10:05.366+03:00Avarelik
Devamiş Hanımın ağzından her zaman olduğu gibi Peşref Nargileyi yine fiskeleyen nükteli bir öğüt çıktı: “Her gün nereden başlıyorsan, yine oradan başla...”
Peşref Nargile, “Yok,” dedi, “her gün bilirsin önce senin silsilenden başlarım. Bu sefer hiçbir kokuşmuş konuyla uğraşmadan, kuşlar gibi, bulutlar gibi, çiçek tozları gibi...”
Devamiş Hanım, “Sen,” dedi, “çiçek tozları gibi, kuşlar gibi, M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-23330208714907576812017-07-28T16:20:00.001+03:002017-07-28T16:20:39.503+03:00Okumuş-etmişlerce Kurulan Tuzak
Belki de bu kadın ve bu kadın gibi bilimsel açıdan saçmalayanların kasıtlı olarak yapmak istediği -ki belli bir güç odağının oyuncusu olarak, gerçekten gerçek cahil olan kesimle hem fikir gibi görünerek, gerçek cahilin, bizler gibi "yapmayın, etmeyin, o güç odakları sizi kandırıyor, onlar vatan haini, onlar kötü vb..." diyenlerin sözlerine inanmalarının önüne geçmektir.
Gerçekten gerçek M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-40633805799024168702017-07-24T17:09:00.003+03:002017-07-24T17:09:41.446+03:00Ben, Kendim ve SenBir elimi ben'e, bir elimi kendim'e koyanım ben
ki kendi kendime ben
ben'liğimi aradım işte böyle
Kendimi dahi henüz bulamamışken sen
kızıl saçlarımla
çiçekli elbiselerimle
bahşedilmiş güzelliğimle
ben'i tanımladın bilip bilmeden
Oysa ben
varolandım
bir metafordum sadece, Tanrı'yı işaret eden
Sen
elinde fırça
çizdin beni tuvallere
hem de rastgele...
Çizdiğin ben değildim aslında
bir yanılsamanınM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-64120183681254016082017-07-21T17:02:00.002+03:002017-07-21T17:02:20.206+03:00Piştiğinde insan"Piştiğinde insan, sesi kesilir, soluğu daha düzenlidir, hareketleri ahenkli, bakışları derindir, hele ki sözleri tam zamanında ve yerindedir; boş değildir pişmiş insanın içi, lezzetlidir."
Murat ;)M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-68437960852712740822017-07-21T16:58:00.001+03:002017-07-21T16:58:31.029+03:00Salaklık sevicileri(Yetersizliklerinden olsa gerek) Kabul edilmek adına, her türlü "toplumsal salaklığı" destekleyen mantık firarileri, dışlanmak pahasına "toplumsal salaklıkları" kabul etmeyenleri, ne güzel küçümserler, değil mi?
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-6156638214485018442017-07-21T16:54:00.003+03:002017-07-21T16:54:57.711+03:00HakkaniyetÇeşmenin başını zapt edip kovasını dolduran küçük adamların, sözlerinin geçer akçe olduğu bu dünyada mı hakkaniyetle sana hakkını teslim edeceklerini sanıyorsun? Ben hiç sanmıyorum! Öylece sigaramı yakmış, pencereden gelip geçenlere bakıyorum sadece...
MuratM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-64846773783057842762017-07-21T16:46:00.001+03:002017-07-21T16:46:09.857+03:00Veli
On metre karelik bir odada yaşıyorum bir süredir. Küçük bir çalışma masası ve benim gibi birisi için gerçekten küçük bir yatağın olduğu bir odada. Kedim ve ben… Masamda kimi zaman kitap okur kimi zaman da bilgisayarda takılırım. Eskiden olsa, popüler bilgisayar oyunlarından birini bilgisayarına yükler, gece gündüz oynardım, ama artık böylesi uğraşlar bile beni mutlu etmiyor. Bir ara M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-47782129857584600622017-07-21T16:34:00.001+03:002017-07-21T16:34:14.369+03:00GetirO güzel gözlerini gösterip kaçmak olmaz
Bu yoklukta eksik olanlardan olmasın o gözlerin
Çenesinden öptüğüm
Getir o gözlerini
Getir onu taşıyan güzel başını da
Getir
Getir o güzel vücudunla
Bu yoklukta eksik olanlardan olmasın sen
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-15282833421647655902017-07-21T16:31:00.001+03:002017-07-21T16:31:21.307+03:00Mükemmel(!)
İnsan, insanlık için, yaşam için, dünya için mükemmel olarak doğmamıştır. Belki yaradan için mükemmeldik, ama insan bunu doğar doğmaz bilemezdi ki öğrenmesi gerekirdi. İlk adım attığınız günleri hatırlamazsınız. Sorun ama bir büyüğünüze, sizin ilk adımlarınıza şahit olan birine, hatta dili olsaydı poponuza da sorabilirdiniz; nasılmış? Düşe kalka öğrenmişsiniz değil mi? İşte bu bir örnekti... M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-49309595725438156252017-07-21T16:26:00.001+03:002017-07-21T16:26:34.110+03:00İncelik İsterHayatın var senin
Biriktirdiğin çöpleriyle
Hayallerini kıranların
Canını sıkanların
Kalbinle oynayanların
Sırf seni gösterdi diye aynaların
Çöpleridir kırıkları, işte bu hayatın
İncelik ister ama
Basmadan kırıklara yürüyebilmek
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-65769174586981371222017-07-21T16:20:00.003+03:002017-07-21T16:20:09.951+03:00Sevebileceğim biri meselaSaçları hep açık olsa mesela
Gözleri yeşil mi ela mı güneşe kalsa
Kahveye çalsa bazen
Bazen de sarıya saçları
Bunlara güneş karar verse
Bir baksa bir bakmasa mesela
Gözlerime
Sözleri gibi olsun bakışları
Değişmez
Hep aynı olduğu gibi
Hep hayal ettiğim
Hep olmasını istediği gibi
Sevebileceğim biri mesela
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-29182743464602251122017-07-21T16:14:00.005+03:002017-07-21T16:21:30.404+03:00Öğrenmek adına, soru sormaktan çekinmemize sebep olanlar hakkında
Daha çok Ramazan aylarında görmeye alışık olduğumuz “hocalar,” bü-yük sabırla halkın sorularına cevap vermeleriyle dikkatimizi çekmiştir. Bu hocalar, soru soranı azarlamadan –belki içlerinden gülüyorlardır- mümkün mertebe konuyla alakalı ve dâhil oldukları müessesenin çıkarlarını koruyarak cevap verirler. Birkaç tane de ben uydurayım, bu sorulara örnek:
1.) Tam geldi gelecek derken gelinmezseM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-66652819372144491512017-07-21T16:13:00.005+03:002017-07-21T16:22:16.675+03:00Okumuşetmişinsan Liyakatı Üzerine
Hem "okumuş" hem de "etmiş" bir insan olmak, iyi bir şey olabilirdi; "etmiş" kelimesini, "içine" kelimesi ile ilişkilendirip bir tümceye dönüştürmeden...
2015'te, Erdemsiz Liyakat Sahipleri Üzerine adlı -dilimin döndüğünce- bir yazı yazmıştım; bana yapılan bir kaç davranıştan etkilenmiştim o vakitler. O yazı da burada yazacaklarıma katkı verebilir; okumak serbest. ( https://goo.gl/nZMrwG )
M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-53073271363251948972017-02-02T14:25:00.001+03:002017-02-02T14:25:43.928+03:00Sami
Pazar günü insanlık namına erkenden uyanmıştı Sami. Sabah! gözlerini açtığında saat 13.30'u gösteriyordu. Sağ olsun, uyanmış ve saygı göstermişti pazar gününe. Belki komşulardan biri kapıyı çalar ya da
çocuklardan biri gelir onu kahvaltıya çağırır diye, bekledi bekledi durdu. Durup
dururken hüzünlendi yine. Oysa ne kapısı vardı yaşadığı mekanın ne de bir
komşusu. Bir parkın bankından hallice,M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-37167234385205478942017-02-02T14:16:00.001+03:002017-02-02T14:16:17.968+03:00İçe sor kendini İçe sor kendini
Sen nesin
Bize sor kendini
Sen nesin
Neymişsin
Sendekiyle bizdeki eş miymiş
Eşmişse ne alâ
Değilmişse pişmemişsin
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-60263549679065372382017-01-12T17:44:00.000+03:002017-01-12T17:44:21.976+03:00Deli HayatSesimi duy ne olur deli hayat
Bak gözlerimin içine kaçırma
Seni delirten biz
Seni küstüren biz
Sana belâ okuyan da biz
Kaldır başını ey deli hayat
Kaldır
Sinkafların dökülsün başından aşağı
Ettiğimiz küfürlerden biriken
Arın beddualarımızdan
Hayatımız ol yine
Deli ol yine
Kınamayız
Çılgın ol hatta çoşalım
Yaşayacağımız hayatımız ol
Doğumdan ölüme dek şaşırmayacağız
Murat DicleM. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-11342244560747836332016-06-28T12:57:00.000+03:002016-06-28T12:57:02.634+03:00An geldiğinde...An geldiğinde seninle birlikte yapabileceğiz:
Sevmeyi,
Öpüşmeyi,
Sevişmeyi,
Çay demlemeyi
ve çocuklar gibi cilveleşmeyi.
Çayımıza bisküvi bandırıcağız mesela birlikte...
Ağzımıza atamadan bardağa düşen parçalarına güleceğiz.
Parmağımızla alıp,
Alıp birbirimize yedireceğiz;
Çayı, bisküviye bulanmış parmaklarımızla içeceğiz.
Duş yapacağız mesela birlikte...
Ben sabunu yere düşüreceğim hep M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-802353967365529834.post-70704710029621527382016-06-28T12:53:00.000+03:002016-06-28T12:54:01.557+03:00Çek kanka...
Başımıza gelen kötülüklerden, gelebileceklerden, doğrudan, yalandan, ölümden, ölüden, diriden... Çek be kanka, çek; hiçbir şeyden haberimiz yokmuşcasına çek. Yandan çek, tepeden çek. İcab ederse alttan çek... Yarının kötülüklerinden, doğrularından, yalanlarından, öleceklerden, dün ölenlerden, yarın dirileceklerden haberim yok ki kanka. Sen çek!
Murat Dicle
24.06.2016M. Murat Diclehttp://www.blogger.com/profile/13006890798706532984noreply@blogger.com0