Bana bir masal anlat baba...
İçinde bana zarar verecekler olursa, sen koş yanıma ve döv hepsini tek elinle; sonra tak tacını başına, ben de tekrar gururlanayım, tekrar senin süper-kahraman olduğunu düşüneyim; tekrar diyeyim ki, iyi ki benim babamsın, iyi ki varsın, ve son olarak, iyi ki benim süperkahramanımsın...
Bilmediğim, fakat öğrenmek istediğim çok şey var hikayede; bunları da anlat bana baba. Sonra tut elimden farklı diyarları göster bana. Gezerken de hep öğütler ver bana. Sonra ben sıkılayım, off baba yaa, diyeyim. Sen bunun ardından -sırf beni gıcık etmek için- daha fazla öğüt ver. Ben ne kadar sıkılsam da, içimde bir mutluluk olsun; diyeyim ki, babam benim iyiliğimi istiyor...
Sonra soğuk espiriler yap bana. Ben yine kendimi tutamayıp, çooooook uzun bir kahkaha atayım; sen de, espiriye değil, benim gülmeme gül. Yolda yürürken beni utandıracak şeyler söyle; ben de kızlar geçerken seni utandırayım. Sonra tüm paralarımızı denize atalım, parasız gezelim; çünkü mutluluk parada gizli değil ki!.. Yapmayı sevdiğimiz şeyleri yapalım; parasız gezip, bol bol bedavadan hayal kuralım. Hatta manavın önünden geçerken gizli gizli kayısı yürütelim...
Masal bitsin sonra, ama sen benim yanımdan hiç ayrılma. Fakat sen bir süper-kahramansın; dünyanın sana ihtiyacı olabilir... Git kurtar insanları; geri geldiğin zaman öp başımdan ve git sonra, ben uyumuş taklidi yapıyor olayım. Ama senin neler yaptığını görmüşüm ve tekrar iyi ki, babamsın, demişim. Babalar günün kutlu olsuuuuuuuun!
Öykü Dicle