Pazar günü, ömrümce unuttuğum, ve hatta hiç yaşamadığım şeyleri yaşattığın ve hatırlattığın için çok teşekkür ederim sana. Elini tutmak ödülümdür, derken, seni öpebilmek bir ütopyanın gerçekleşmesi gibiydi benim için. Pazartesi, yani bugün, yüreğim öyle çırpındı ki göğsümde, yerinden çıkacak sandım; çıkacak, sana koşacak ve kalpsiz, ve öylece olduğum yere yığılıp öleceğim sandım, bir kere daha elini tutamadan. Gelmem, deme daha, gel yine, özlerim ben seni; gelmezsen eğer, göğsüm dar gelir, seni seven bu kalbime. Hep gel, hep gel, ve hiç gitme...
- Murat Dicle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder