24 Aralık 2012 Pazartesi

KUYUCAKLI YUSUF, Sabahattin Ali

KUYUCAKLI YUSUF, Sabahattin Ali
KUYUCAKLI YUSUF
Sabahattin Ali
Bazen ne yaparsak yapalım kaderin çizdiği yolu değiştirmek mümkün olmuyor. Geçmişten gelen bir uğursuzluk mu yoksa ana-babalarımıza yapılan beddualar mıdır bilinmez, ömür hep hüsranla geçer...

Herşeyin iyi denildiği günlerde, Yusuf dokuz yaşında hem yetim hem de öksüz kalır. Eşkiyalar köyü basar ve Yusuf'un anne ve babasını öldürürler. Eşkıyalar giderken de bir anı bırakırlar; Yusuf'tan eksillttikleri bir başparmağın boşluğunu. Yörenin kaymakamı Salâhattin bey, Kuyucak'ta meydana gelen bu hain saldırıyı incelemeye gelir. Orada Yusuf ile karşılaşır ve hem anasız he hem de babasız kalan Yusuf'a babalık yapmak için yanına alır. Yusuf'un kaderi işte böylece yol almaya başlar.

Sabahattin Ali'den yine harika bir roman: Kuyucaklı Yusuf. Daha önce okuyup yorumladığım romanı Kürk Mantolu Madonna nasıl bir etki yarattıysa bende, Kuyucaklı Yusuf'ta derin izler bırakacağa benzer. Yalın ve keskin bir anlatımı var Sabahattin Ali'nin. Kitap iki yüz sayfa olmasına rağmen, yüzüncü sayfayı geçtiğinizde, "hey gidi günler hey" diyesiniz geliyor ve "Yusuf neler yaşamış böyle" dedirtiyor, yazar. Mekan tasvirleriyle, kendinizi oradaymış gibi hissetmeniz mümkün.

Hava soğuk, ellerim dondu. Daha çok şeyler yazılacak bir roman. Ben bu kadarla yetiniyorum, ancak siz tatmin olmadıysanız hemen gidip bu kitabı satın alın. Pişman olmayacaksınız.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.




Hiç yorum yok: