BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ Khaled Hosseini |
Bir kulübede yaşayan, bir harami, Meryem ile yıllar sonra yoları kesişen Leyla'nın öyküsü bu. Hikaye 1959 senesinde Meryem'in doğumundan itibaren başlıyor ve 2003 senesinde bitiyor. Afganistan'da bu süreç içerisinde yaşanan olaylar, daha çok kadınların birer "hiç" olduklarını vurguluyor bize.
Bir saldırı olarak algılamazsanız eğer, bu öyküyü okuyan Türk kadınlarının hallerine şükretmelerin, ve dahası isyan noktasına geldiklerinde tekrar tekrar bu öyküyü hatırlamalarını salık veririm. Ancak yine de, daha da önemli olan; huzur içerisinde, evinde sağsalim yaşayan tüm insanların, bu öyküyü okuyarak, şükretmesi gerektiğini bilmelerini isterim.
Khaled Hosseini'in daha önce Uçurtma Avcısı adlı filmini izlemiş ve oldukça etkilenmştim. Uçurtça Avcısı adlı romanı henüz okumak nasip olmadı. Yazar oldukça akıcı ve anlaşılması kolay bir dil ile, Afganistan'da yaşanan insanlık dışı olayları bir bir gözler önüne sermekte büyük ustalık göstermiş. Okuyunca etkileniyor insan. Bu kitabı kesinlikle çocuklara da okutarak, geleceklerini hangi zemin üstüne kurmaları gerektiğine yardımcı olabilirsiniz. Yanlış tercihlerin insanı nerelere götüreceğini çok iyi anlatıyor bu öykü.
Kitapta anlatılan öyküde ağzınızı açık bırakacak çok şey var. Taliban'ın ülkeyi ele geçirdiğinde dağıttığı broşür mesela. Bu broşürde yazılanlara inanmakta zorluk çekebilirsiniz. Ülkenin tam tehcizatlı hastanelerinin sadece erkeklere tahsis edildiğini, kadınlar için ise her türlü malzeme kıtlığı yaşanan kümesten hallice hastanelerin olduğunu. Çoğu zaman anestezi olmadan ameliyat yapıldığına tanıklık edeceksiniz. Korkuç şeyler bunlar. Açlık ve susuzluğun bile hafif kaldığı olaylar, kanınızı donduracak.
* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder