8 Aralık 2012 Cumartesi

VATAN YAHUT SİLİSTRE, Namık Kemal

VATAN YAHUT SİLİSTRE, Namık Kemal
VATAN YAHUT SİLİSTRE
Namık Kemal
İlk olarak VATAN adıyle sahnelen bu piyes, Namık Kemal'in yaşarken izlediği tek oyundur. Bu piyes ilk (1 Nisan 1873, Gedikpaşa Tiyatrosunda Güllü Agop tarafından) sahnelendiği zaman, etkisinde kalan halk ayaklanmış ve dolayısıyle Namık Kemal'e sürgün (Magusa) yolu görünmüştür. Daha sonraları uygulanan yasak ve sansür nedeniyle SİLİSTRE adıyla sahnelenmiştir. Eh, bunları anonim yerlerden okudum ve sizinle paylaşmak istedim.

Genel olarak bakıldığında, basit bir eser görünümündedir. Ben de böyle bir piyes yazabilirim diyebilirsiniz. Çok da uzun uzun oynanacak bir oyun olmasa gerek. Ancak elde ettiğim bilgilere göre, bir çok dile akabinde çevrilmiş ve çok ilgi görmüştür. Daha sonraları, hevesle, bir çok yazar da tiyatro eseri kaleme almıştır. Bu bakımdan bile, Namık Kemal'in katkısı büyüktür.

Goethe'nin Faust'undan sonra, Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre'si benim için kolay okunan ve anlaşılan bir eser durumundadır. Tirat denilen uzun konuşmaların da yer aldığı ve günlük konuşma tarzının aksine, abartılı vurgulu söylemler içeren bu eseri okumanızı dilerim. Konusunu anlatmak istemiyorum. Zaten bir çırpıda okuyacaksınız. Herkesin okuması gereken klasik bir eserdir.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


7 Aralık 2012 Cuma

GÜNAHKAR, Tess Gerritsen

GÜNAHKAR, Tess Gerritsen
GÜNAHKAR
Tess Gerritsen
Sevgili Tess,

Sen çık, çık, çık... Sonra hooop dibe in! Olacak iş değil yani. Güzelim, sen ne yapmışsın böyle. Kendini bitirmişsin bu romanla. Cerrah ile kalkışa geçtin, Çırak ile göklerde uçtun; Günahkar ile de dibi boylamışsın. Üzgünüm ama gerçek bu!

Valla moralim bozldu, oysa ben seni herkese öve öve bitiremiyordum. Şimdi gülecekler bana. İş bu kadarla da kalsa iyi, evde daha okumadığım -ki bu seriye dahil- iki kitabın  daha var; İkiz Bedenler ve Bıçak Sırtı. Umarım bu kitaplar ile kendini affettirebilirsin.

Bu romanınla, Ahmet Ümit'in eline su bile dökemezsin. Seri diye aldım, bağrıma bastım ama kaba tabirle, TRAŞ çıktı. Bence TV ile asla işbirliği yapma. Seni dibe çekmişler, kendi çıkarları için. Zorlama kitap yazdırmışlar sana. Şu evdeki iki kitaptan sonra asla Rizzoli & Issles serisinden kitap okumayacağım.

Sana küsmedim, ama kızgınım.

Okurun, Murat

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


2 Aralık 2012 Pazar

DÖNÜŞÜM, Franz Kafka

DÖNÜŞÜM, Franz Kafka
DÖNÜŞÜM
Franz Kafka
Bir söyleşide Kafka"Düş, gerçekliği, tasarımı aşan gerçekliği ortaya çıkarır. Yaşamın korkunç, sanatın ise sarsıcı yanı, işte budur" demiş... Dönüşüm üstüne yapılan bu söyleşide sarf edilen bu savunmayı anlayabilmek için, öyküyü okumanız gerekmektedir.

Öykü iki şekilde ele alınabilir. Basit bir yaklaşımla, fantastik bir öykü; ya da daha derin bir yaklaşımla, hayatın ta kendisi diyebiliriz. Günümüzde de insanların bir böceğe dönüştüğünü, kendimizi (seçimlerimiz, seçtiklerimiz ya da seçmek zorunda kaldıklarımız ile) parmaklıklar ardına hapsettiğimizi biliyoruz. Kafka, kısa ama daha da uzun olmasına gerek olmayan bu öyküde, gerek aile gerek iş yaşantısı gerekse de sosyal yaşamın, ardına atıldığımız parmaklıklara gönderme yapmaktadır. Ya bir böcek gibi yaşayıp, toplumdan dışlanacağız -ki toplum bizi böcek olmaya zorlamaktadır- ya da böcek olmamak için köleliğin zirvesinde bir yaşam sürdüreceğiz.

Bizi böcek olmaya zorlayan etmenlerin, umudunu hiç yitirmediğini kitabın sonundaki paragraftan anlıyoruz. Böcek kolonisi, toprağı havalandırıyor ve gübreliyor...

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

30 Kasım 2012 Cuma

YALNIZ KADINLAR SOKAĞI, Maeve Binchy

YALNIZ KADINLAR SOKAĞI, Maeve Binchy
YALNIZ KADINLAR SOKAĞI
Maeve Binchy
Yer İrlanda; henüz emlak furyasından etkilenmemiş bir sokak, Tara Sokağı; bu sokakta Danny ve Ria'nın hayalini süsleyen bir ev, Tara Sokağı 16 Numara; Büyük, çok büyük bir aşk ve sevenlik içinde büyük dostlukların yaşandığı günlerde geçen cici mi cici bir hikaye: Yalnız Kadınlar Sokağı...

Hızlı, sıkmayan ve sürekli merak uyandıran bu hikaye, size Umutsuz Ev Kadınları TV dizisini anımsatabilir. Ama burada gerçek dostluklara daha fazla dem vuruluyor. Sıkı bir ev yaşantısı ve etrafında dönen olaylar/kişiler anlatılmaktadır. Romanda, gençlik yıllarından orta yaşa kadar geçen bu süre içinde, karakterlerin yaşantılarına, kah tebessüm edecek kah da hüzünleneceksiniz.

Sevgili Ria, seni seviyorum...

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


28 Kasım 2012 Çarşamba

Umut


Bazen kağıt üstünde, bazen de ekranda gördüğümüz bir enstantanede; hayalinizi canlandıran bu sabit hareketlilik; yıllarca sürmesini istediğiniz bir birlikteliğin duasını okur gözlerinize. Hele bu, hiç tanımadığınız birine ait ise; tanıdıklarınızın aksine daha gerçek dışı olsalar da, daha derin umutlar yeşertir yüreğinizde. Umut bilinmezlikle güçlenir... Kendimizi kadırmanın adıdır, umut: Hiç karnını doyuramadığı fakirin ekmeğidir.

Murat Dicle