21 Ağustos 2013 Çarşamba

DÜRDANE HANIM, Ahmet Mithat Efendi

DÜRDANE HANIM, Ahmet Mithat Efendi
DÜRDANE HANIM
Ahmet Mithat Efendi
Bugünlerde beklediğimin aksine, beni şaşırtan kitaplar okuyorum. Dürdane Hanım bunlardan biri. 1882'de yazılmış bir roman, bu. Daha önce Türk edebiyatının ilk örnekleri olan romanları okumuş ancak pek de iyi bulmamıştım. Acemice gelmişti ya da tercümeden ötürü bir okuma zorluğu oluyordu. Dürdane Hanım, oldukça ilginç bir konusu ve harika bir okuma akıcılığı var. Bir çırpıda okuma garantili kitaplar arasına girer.

Ahmet Mithat Efendi -kitabın başında kendisi hakkındaki yazıya göre- tam bir Yazı Makinesidir: 150 ciltlik eseri mevcut; yazmış da yazmış.

Konusuna gelmeden önce, öyküde fantastiklik ve teknoloji var dersem bilmem inanır mısınız? Telefon var öyküde! Bir nevi dedektiflik var. Aşk ve intikam var.

Acem Ali bey bir iş için Galata mevkindeki bir meyhaneye gider. Ve bu meyhanede Sohbet adlı bir kayıkçı ile buluşur. Acem Ali bey, Sohbet'ten daha cılız olmasına karşın, Sohbet, Acem Ali Bey'den güç bakımından çekinir, keza yediği tokatın acısı hala ensesindedir. Ali bey, gizli bir görev için Sohbet'ten yardım ister. Yardımın karşılığı da oldukça yüklü olacaktır. Ve herşey böyle başlar...

Son sözüm, bu eseri mutlaka okuyunuz. Sıkılmayacağınızı garanti ediyorum.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

 

18 Ağustos 2013 Pazar

JOSEPH ANDREWS, Henry Fielding

JOSEPH ANDREWS, Henry Fielding
JOSEPH ANDREWS
Henry Fielding
Sesli güldüm...

Son zamanlardaki en keyifli okumam diyebilirim. Ta 1742 yılında yazılmış bir romanın beni bu kadar güldüreceğini ve keyiflendireceğini tahmin etmezdim. Tür olarak Burlesk denilen bir tür. Tam olarak absürd denilemez ama abartılı dille anlatım da mevcut. Tam ciddi denilirken, gayri ciddi bir havaya geçiliyor. Yazarın okuduğum bu ilk kitabının adı, Joseph Andrews olarak ülkemizde yayımlanmış ancak orijinal adı, The History Of The Adventures Of Joseph Andrews And His Friend Mr. Abraham Adams'dır. Bana göre Bay Adams'ın Maceraları diye bir isim tam yerinde olurdu. Bay Adams oldukça komik bir rahip.

Olaylar İngiltere'de geçer. Joseph varlıklı bir aienin yanında uşak olarak hizmet etmektedir. Aile babası Thomas Booby vefat edince, Lady Booby üzüntüsünü, Joseph'e asılmakla gidermek ister. Ancak Joseph ise oldukça erdemli bir gençtir. Dolayısıyle kendisine gösterilen ilgiden, nazikçe kaçar. Lady Booby ise buna kızar ve özel hizmetçisi bayan Slipslop'un gazı ile, Joseph'i kovar. Joseph'de ne yapacağını bilmemeden bir müddet ortalarda dolandıktan sonra eski aşkı Fany'nin yanına gitmek için yol koyulur.  Rahip Adams ile bir müddet sonra yolları kesişir ve macera başlar. Kitabın son çeyreğine kadar, bir yol macerası olarak devam eder hikaye. Son çeyrekte ise olaylar epey karışır.

Gerçekten zevkle okuyacağınız bir hikaye. Pişman olmayacaksınız.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.
 

4 Ağustos 2013 Pazar

HAMLET, William Shakespeare

HAMLET, William Shakespeare
HAMLET
William Shakespeare
William Shakespeare'in okuduğum ilk eseridir. Piyes olarak okuduğum üçüncü eserdir. Hatta dört diyebiliriz, çocukken Ferhan Şensoy'un bir piyesini okumuştum. Dayım tiyatro çıkışında, piyesin kitabını alıp bize getirmişti. Evet, dört piyes okumuşluğum var. :)

İşbankası yayınlarından Hasan Âli Yücel serisinden bir kitap bu. Çevirmen Sabahattin Eyüpoğlu. Kitabın sonunda, Eyüpoğlu, çap-pat İngilizce bildiğini itiraf ediyor. Ama buna rağmen, Fransızca basımlardan ve diğer Türk çevirmenlerin (örn. Halide Edip Adıvar) kitaplarından yararlanarak yeniden kaleme almış. Çok ısrar etmişler, çeviri yapması için. Anlaşılacağı üzere, Hamlet'in diğer çevirilerini de okumakta fayda var. Çünkü eser sahibi, şiir formatında yazmış piyesi. Ve her çevirmen bunları farklı çevirebilir. Bir de Türkçe kafiyeye uydurma zorunluluğu da düşünülürse, zor bir tercüme diyebiliriz.

TV'de film olarak izleme şansım oldu bu oyunun. Ancak tiyatroda izleme fırsatım hiç olmadı. Hoş tiyatroya gitmeyi alışkanlık etmiş biri de değilim. Bunu aşmam gerek, daha sık tiyatroya gitmeliyim. Mesela, en azından sene de bir defa gitmekte fayda var. Şuan sekiz senede bir periyodunda :)

Piyesin içeriği hakkında yazmak ya da yazmamak; ve hatta yazamamak; herkes zaten şu ya da bu şekilde konuyu biliyor, bir de ben yazsam n'olacak, yazmasam n'olacak; işte tüm mesele bu!..

Okuması kolay, çeviride kusur yok. Bir çırpıda bitirilecek bir eser. Arada dalgınlıkla yüksek sesle okuyor insan, sanki piyeste bir oyuncuymuşcasına.

Not: Bu eser aile piyesidir, içinde erotik şeyler yok. Merdivenlerden tek tek çıkıyorlar ve kızlı-erkekli sahneler hemen hiç yok. Aslında şimdi düşündüm de, merdiven bile yok. :)

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

Halk ve Millet

"Hep o üçünü anıyor ve alkışlıyorsunuz, bizlerden de asılan oldu, niye anmıyorsunuz?" diyenlerin olduğunu gördüm son zamanlarda. Millet ile Halk'ın tam manasiyle ne anlama geldiğini ki, sözlük anlamından da çok öte olduğunu öğrendim... Neden anıldığını ve alkışlandıklarını şöyle anlatabilirim size: Birileri Halk için ölür, anılır; birileri de Millet için ölür, unutulur! Velhasıl, Millet bir kurumdur, sınırları vardır; Halk özgürdür, sınırları aşar bu dünyanın.

- murat