30 Temmuz 2012 Pazartesi

YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM, Nazım Hikmet

YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM, Nazım Hikmet
YAŞAMAK GÜZEL ŞEY
BE KARDEŞİM

Nazım Hikmet
Çocukluğumdan beri bu kitap kaç kere elime geçti hatırlamıyorum bile... En son bitirdiğim ON İKİ romanından sonra, bi bakayım dedim, evde okumadığım eski kitaplardan ne var? Yine bu kitap elime geçti ve şöyle ilk sayfasına baktım: 1970 yılında falanca yerde dizilmiş ve falanca yerde basılmıştır, diye ibare gözüme ilişti. Ben doğduğum sene basılmış ve babam bu kitabı almış, kimbilir belki de Ziya'dan kalma(!)

Şiir yazıyor gibi yapsam da, açıkcası şiir okumayı pek sevmem. Ancak istisna -ki belki de, tarzlarımız uyuşuyor olduğu için- Nazım'ın şiirleri bana farklı ve etkileyici gelmiştir, okuduklarım kadarıyle. Bu kitabın da bir şiir kitabı olduğu aklımda kalmış ve ne hikmetse sayfalarını hiç göz gezdirmemiş olacağım ki, hiç okumayı akıl etmedim. Bu defa, şöyle bir baktım, bu bir şiir kitabı değil, bir öykü idi. Heyecanlandım ve okumaya başladım...

29 Temmuz 2012 Pazar

ON İKİ, Jasper Kent

ON İKİ, Jasper Kent
ON İKİ
Jasper Kent
Tamamen kapağın etkisiyle aldığım bir kitap diyebilirim: kitabın kapağındaki: "Gerilim", "On iki" ve "Fransa-Rusya savaşı" ibareleriyle, mistik bir hava katan resimleri etkili oldu.

Beklentim, tıpkı diğer tarih içerikli romanlarda olduğu gibi, o günleri roman havasında özümseme isteğinden başka bir şey değildi. Ancak üç dört bölümden sonra, olayın "Vurdalak" meselesine geldiğini görünce, hikayeyi de yazarı da küçümsedim. Vurdalak ne mi? Bildiğimiz Vampir :))

Jasper Kent, bunu bir seri; beşleme olarak yazmış. On İki, bunların ilkidir. Bilemiyorum ama sonraki seride vampir meselesi devam edecek mi? Bu ilk kitapta, vampirlerin sonu gelmiş gibi görünüyor..

24 Temmuz 2012 Salı

KÜRK MANTOLU MADONNA, Sabahattin Ali

KÜRK MANTOLU MADONNA, Sabahattin Ali
KÜRK MANTOLU MADONNA
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali'nin okuduğum, ilk romanıdır. Kitabın önsözünde dile getirdiği gibi uzun hikayesi de diyebiliriz.

Kitabı tavsiye üzerine birinden aldım ve okudukça şaşkınlık içerisinde kaldığımı söyleyebilirim. Edebiyatın tavan yaptığı bu romanda, yazarın, Raif Efendi'yi betimlemesinde neredeyse kendimi okudum: bir aynanın karşısına geçmiş sanki kendimi seyrediyordum. Diğer bir ilginçlik ise -ki Raif Efendi'nin Kürk Mantolu Madonna resmine aniden bir tutkunluk içerisinde takılıp kalması gibi, benim de kendisinin resmine takılıp kaldığım- henüz tanıştığım bir bayanın da, neredeyse Maria Puder gibi bir tavır takınıyor olmasıydı. Şahsım adına kitabın bende büyük bir etki yarattığını söyleyebilirim.

22 Temmuz 2012 Pazar

KOBRANIN YILI, Paul Doherty

KOBRANIN YILI, Paul Doherty
"Mahu, seni şanslı orospu çocuğu..", şuan karşımda olsa, diyeceğim tek söz bu olurdu. :))

Nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum. Kitaba dün başladım ve bugün bitirdim. Gece gözlerime ağrı girdi, "tamam bu son sayfa" derken, "ananı avradını.." diyerek diğer bölümleri de okuma heyecanı içerisinde kaldım. Takatim tükenene kadar kitabı yarılamıştım. Kitabın sonlarına doğru heyecan, tüm hayal gücümle birlikte doruk noktasına çıktı. Mısır'ın kısa bir dönemini -ki 30-40 senelik bir dönemdir- gözler önüne seren bu üçlemenin son kitabı, tam anlamı ile ustaca yazılmış. Paul Doherty'i gerçekten de tebrik etmek istiyorum.

20 Temmuz 2012 Cuma

ÇAKALIN YILI, Paul Doherty

ÇAKALIN YILI, Paul Doherty
ÇAKALIN YILI
Paul Doherty
Serinin ilk kitabı, Batıdan Gelen İblis'in devamı olan bu ikinci kitabı da büyük bir heyecanla okudum. Hem enkarnasyonel bir yazar hem de özellikle  MISIR tarihi konusundaki deneyimiyle, Paul Doherty; belgelere dayalı tarihi gerçekleri, harika bir kurgu ile roman haline getirmiştir.

Batıdan Gelen İblis'te, Akhenaten sırra kadem basmış ve Nefertiti ise, zehir içmeye teşvik edilmişti. Bir dönem kapanmış ve bir yeni dönem başlamıştı. TEK olan, yani ATEN'e inanan ve hatta kendini Aten'in oğlu olarak gören Akhenaten ( Aten'i memnun eden kişi ), takıntısı ve ruhsal gel-gitleriyle hem kendini hem de Mısır'ı bir kaosa sürüklemişti.

15 Temmuz 2012 Pazar

İSİM ŞEHİR BİTKİ, Yılmaz Özdil

İSİM ŞEHİR BİTKİ, Yılmaz Özdil
İsim, Şehir, Bitki
Yılmaz Özdil
Yılmaz ÖZDİL'in ikinci denemesi olan bu kitapta, yine daha önceden gazetedeki köşesinde yayımlanan köşe yazıları yer almaktadır.

Kendine has üslubuyla okuyucuyu kah güldürüyor kah düşündürüyor. Özdil'in espri anlayışı belki herkes tarafından anlaşılmayabilir. Ancak bilenler bilir ki, ağlanacak halimize güldürür bizi..

Gerek Türkiye gerekse de dünyadaki olaylara farklı bir bakış açısıyla, okuyucuyu derinden bilgilendirmeyi amaçlayan Yılmaz Özdil, okundukça anlaşılıyor ki, gerçek bir halk adamı. Yazılarını okudukça sizlerin de bunu göreceğinize inanıyorum.

Uzun uzadıya yazmamın bir anlamı yok. İlk kitaptaki yazılar gibi, bu kitaptaki yazılar da değerli. Sadece sizler değil, çocuklarınıza da okutmaya başlayın şimdiden.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

ŞU ÇILGIN TÜRKLER, Turgut Özakman

ŞU ÇILGIN TÜRKLER, Turgut Özakman
ŞU ÇILGIN TÜRKLER
Turgut ÖZAKMAN
Bu kitabın kısmetsizliği midir, benim işlerimin yoğunluğu mudur yoksa, kitabı okurken sık sık düşüncelere daldığımdan mıdır, bilmem; kitap ancak 15 günde bitti..

Kitabın ilk yarısı sıkıcı geldi, haliyle ön hazırlıklar vs. anlatılmaktaydı. Ancak sonraki bölümler heyecanlı hale geldi. Hele son 250 sayfa su gibi akıp gitti. Hiç yapmadığım şeyi yaptım, hem küfrederek hem de gözlerim dolu dolu olarak bitirdim kitabı. Hala inanasım gelmiyor, bu mücadeleyi ancak çılgın olanlar yapabilir..  Ancak Çılgın Türkler yapabilirdi ve yapmışlarda. Şaka değil gerçek.

Yazara göre ilk kitap olması gereken DİRİLİŞ - Çanakkale 1915 kitabına nazaran, daha güzel ve daha romanımsı bir anlatım olduğunu söylebilirim. Bu kitap, farklı cepheleri ve farklı insanları anlatmaktadır. Roman havasını daha iyi yakalayabilmek için araya serpiştirilmiş hayali karakterler de kitaba ayrı bir güzellik katmış.