20 Şubat 2014 Perşembe

SİYAH SÜT, Elif Şafak

SİYAH SÜT, Elif Şafak
SİYAH SÜT
Elif Şafak
Elif Şafak'ın otobiyografik romanıdır. Zaman zaman tebessüm ettiren, naif bir roman diyebilirim. Belki tam anlamıyle kendini ifşa etmiş olmasa da, İç Sesler Korusu ile kendi hakkında epeyce bilgiler iletmektedir okuyucuya. Kitap Latif Demirci'nin çizgileriyle de bir bütünlük sağlıyor. Elif Şafak'ın hallerini gayet güzel çizmiş üstad.

Komedi veya tebessüm ettirici bir kitap değil bu aslında. Elif Şafak'ın hamile klamadan hatta evlenmeden bir kaç sene öncesinden başlıyor hikaye. Öncelikle yazar, kadın bir yazarın hem kariyer yapmasını hem de bir ane olmasını irdeliyor. Ancak ne kadar da irdelese de kader denilen şeyin önüne geçemiyor. Eyup adlı biriyle tanışıyor ve evleniyorlar. İsteyerek ya da istemeyerek, bilinmez, Elif Şafak hamile kalıyor. Ve süreç başlıyor. Bu süreç sadece Elif Şafak için değil, hamilelikle tanışan her kadının okuması gereken bir süreç. Çünkü bu süreç içerisinde -ki çocuk soğduktan sonra daha da kuvvetli etkileri var- bir takım hezeyanlar ve yılgınlıklar baş gösteriyor. Kitabın başında da belirtildiği gibi, bu kitap bir "Yeni Başlaynlar İçin Postpartum Depresyon" kitabıdır. Elif Şafak ile aynı süreci yaşayanların, bana bir haller oluyor, demelerinin bir açıklaması, çözümü gibi konuları ele alınıyor.

Kadınlar kadar erkeklerin de mutlaka okuması gereken bir eser. Özellikle erkeklerin empati kurabimesi adına önemli konular ele alınıyor, roman tadında bir anlatımla.

 * Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

11 Şubat 2014 Salı

AÇLIK, Knut Hamsun

AÇLIK
Knut Hamsun
Yazarın okuduğum ilk kitabıdır. Knut Hamsun'un bu kitabı yazarken, bir gemide, bizzat açlık çekerek yazdığını öğendim. Ayrıca gerçek adı Knut Pedersen'dir. İlk olarak Knut Hamsund olarak adını değiştirdiyse de, bir baskı hatası yüzünden adı, KNUT HAMSON olarak kalmış ve yazar da buna ses etmemiştir.

Anlatılan öykü yer yer absürdlükler içermektedir. Belli bir konuyu, daha iyi bellettirmek adına böyle uygun görmüş yazar, absürd anlatımlar kullnarak. Yazar, açlık temasını oldukça iyi yansıtmış romana. Yer yer roman kahramanın yerine koymadan edemiyor insan kendini; böylece, kahramanın çektiği açlık, evimizdeki her türlü konfora rağmen rahatsız edecek seviyeye geliyor. Kimi zaman mutfağa gidip bir şeyler yemek; kimi zaman ise, mutfaktan kolayca bir yiyecek almanın ayıplığı akla geliyor -ki romandaki kahramanın onca zorluk içerisinde olduğunu okuduğumuzda.

Ancak bana göre, romanda anlatılan açlık değil, bizzat kazanılmayan para ile insanların karnını doyurmaması gerektiğidir. Hak edilmeyen kazançlara bir göndermedir bu roman aslında. Romanda, kahramanımızın diliencilik seviyesine düştüğü görünse bile, çoğu zaman veren el durumunda karşımıza çıkmaktadır. Kahramanın oldukça belirgin bir gururu vardır -ki bu gururdur aslında onun açlık çekmesine sebep. Gurur, romandaki en absürd tasvirdir. Belki bu derece gurur taşıyan insanları görmek zor olacaktır etrafımızda. Ancak yazar bunu -bilerek olsa gerek- okuyucunun kafasında daha iyi yer etmesi adına, açlığın ve haksız kazancın vereceği düşüklüğün ne menem bir şey olduğunu vurgulamak istemiştir.


 * Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


7 Şubat 2014 Cuma

HAYALET HİKAYELERİ, Pınar Kür

HAYALET HİKAYELERİ, Pınar Kür
HAYALET HİKAYELERİ
Pınar Kür
Yorum yapmaya değmeyecek kadar vasatın altında bir kitap. "Böö" tadında hayalet hikayeleri işte. 

Sen o kadar oku, Sorbon morbonlarda doktora felan ver, sonra gel bu kitabı yaz... Ee bari bi zahmet kendinizi de camdan aşağı ataydınız!..

Pınar Kür'ün ilk okuduğum şeysi. Sanmıyorum ki bundan sonra bir başka Pınar Kür şeysi okuma cesareti göstereyim. Kocaman SIFIR veriyorum. Keşke geçen sene, fırlattığım duvarda kalsaydı, bu kitap!


 * Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

6 Şubat 2014 Perşembe

SOKRATES, Paul Strathern

SOKRATES, Paul Strathern
SOKRATES
Paul Strathern
Paul Strathern, 90 Dakikada serisi ile ünlü filozofların hayatlarına kısa bir bakış atmamıza olanak sağlamış. Yalın bir dille, okuyucu yormayacak şekilde yazılmış bu seri kitapları okumaktan zevk alacağınızı umuyorum. Her biri seksen sayfalık kitaplardır bunlar.

Sokrates M.Ö. 470'de, Atina'ya yirmi dakikalık uzaklıktaki Lykabettos'un bir köyünde dünyaya gelmiştir. Babası taş ustası, annesi ise bir ebeydi. Başlangıçta babasının yanında çırak olarak devam etmiştir. İlk olarak Atinalı filozof Anaxagoras'ın öğrencisi olduğu sanılıyor. Genç Sokrates, erken dönem felsefesi yanında matematik ve astronomi eğitimi almıştır.

ARISTOTELES, Paul Strathern

ARISTOTELES, Paul Strathern
ARISTOTELES
Paul Strathern
Paul Strathern, 90 Dakikada serisi ile ünlü filozofların hayatlarına kısa bir bakış atmamıza olanak sağlamış. Yalın bir dille, okuyucu yormayacak şekilde yazılmış bu seri kitapları okumaktan zevk alacağınızı umuyorum. Her biri seksen sayfalık kitaplardır bunlar.

(M.Ö. 384) Aristoteles Chalkidike yarımadasındaki Stagira'da doğar. (M.Ö. 370) Ane babasının ölümünden sonra, amcası Proxenos, küçük Aristoteles'i Lidyia sahilindeki Atarbeus köyüne götürür. (M.Ö. 367) 17 yaşında Platon akademisine girer. Platon bu dönemler Sicilya'da olduğundan, doğa bilimcisi Eudoxos tarafından eğitilir. Ancak başka -daha az güvenilir- kaynaklarda ise, Aristoteles'in otuz yaşlarına kadar bir miras yedi gibi yaşadığını ve daha sonra kendini felsefeye verdiği yazılmaktadır...

...(M.Ö. 342) Makedonya kralı Philipp, Aristoteles'i Pella'daki sarayına on üç yaşındaki velihat İskender'i eğitmesi için getirir. (M.Ö. 336/335) İskender, babasının ölümünden sonra tahta geçer. (M.Ö. 334) Aristoteles Atina'ya geri döner ve kendi okulu Lykeion'u (Lise) kurar. Bu okulun adı, ders esnasında ve tartışmalarda ileri geri yüründüğünden, Peripatektikler olarak kalmıştır...

Kitabın içeriğinde Aristoteles'in hakkında daha fazla bilgi ve kendisinin sözleri bulunmaktadır. 


 * Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

ARMAGEDON, Aydoğan Vatandaş

ARMAGEDON, Aydoğan Vatandaş
ARMAGEDON
Aydoğan Vatandaş
Bu kitabı bir hikaye/roman gibi yazsaydı yazar, oldukça ilgi çekici olabilirdi. Belki ortaya bir kaç ciltlik bir eser çıkardı.

Türkiye'nin İsrail ile yakınlaşmasıyle başlayan ve günümüze değin süren olayların ele alındığı bu araştırmada, Aydoğan Vatandaş, Türkiye'nin şuan içinde bulunduğu duruma gayet güzel bir açıklık getiriyor. Belki fazlasıyla antiseminist gelebilir bu kitap size. Ancak daha önce okuduğum, Gordon Thomas'ın GİDEON'un CASUSLARI adlı eserde de İsrail'in amaçlarının ne olduğunu okumuştum -ki kitapta, Aydoğan Vatandaş'ın yazmadığı neler neler anlatılıyordu. Tüm bu anlatılara bakılınca, İsrail halkının oldukça kindar ve oldukça DİNDAR bir toplum olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyle kutsal kitaplarında bahsedilen Kutsal Topraklar'ı ele geçirmek için her yola başvuruyorlar.

TİMAŞ yayınlarından basılan bu kitap, çıktığı dönem mahkemeye veriliyor ve toplatılıyor. Daha sonra kitap aklanıyor ve tekrardan baskı üstüne baskı yapıyor; elimdeki kitap 33. baskıdır.

Kendi bilgi dağarcığıma göre, kitap içerisindekilerin %100 doğru olduğuna emin değilim, ancak, büyük bir kısmının doğruluğuna inanıyorum. Böyle bir kitabı okumanız, ortada neler döndüğünü size gayet açık şekilde anlatacaktır.

 * Diğer kitap yorumları için tıklayınız.