gogol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gogol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2013 Pazar

ÖLÜ CANLAR, Gogol

ÖLÜ CANLAR, Gogol
ÖLÜ CANLAR
Gogol
Nikolay Vasilyeviç GOGOL'ün üç cilt olarak tasarladığı ancak çok eleştiri aldığı bu eserin, ikinci cildinin el yazmalarını, gerçirdiği bir buhran esnasında yakmış ve daha sonra tekrar yazmayı denemişse de başaramamıştır. Bu eserin ikinci cildini yaktıktan, yaklaşık on gün sonra vefat etmiştir.

Gogol, dönemin Rusya'sını eleştirebilen bir yazar olarak, Rus halkına, çalışmadan servet sahibi olanların iç yüzünü ifşa etmekten çekinmemiştir. Gogol Rusya'da, bu eleştirel yaklaşımı ilk olarak kullanan yazar ünvanına sahiptir. Palto adlı eseri, bu bağlamda, kendisinden sonra gelecek yazarlar için bir milad oldu diyebiliriz. Dostoyevski, hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık, diyerek, üstadın Rus yazarlarına olan etkisini bir başka şekilde dile getirmiştir.   Diğer Rus yazarların; aşk, şehvet, lüks yaşam vb. anlatılarla, halkı uyuşturmasının aksine, Gogol, yazılarıyla halkı uyandırmayı amaç edinmiş bir yazardır.

Ölü Canlar bana göre bu cümle ile özetlenebilir: Yaradan, yaratmaktan mutludur -ki yaradılanın da üreterek, yaradana yakınlaşacağını bilir...

Çalışmak ibadettir, öyleyse çalışmadan para, şan veya şöhret sahibi olmak da nedir? Elbette alçaklıktır. Gogol eserinde, Çiçikof adlı bir dolandırıcıyı kahraman olarak seçmiştir. Gogol bu seçiminin nedenini şöyle ifade eder romanında: "İşte ben de kahraman olarak erdemli bir adam seçmek istemedim. Bunun nedenini açıklayabilirim: İnsanlığı koruyanların artık dinlenmelerinin zamanı gelmiştir. Niçin mi diyeceksiniz? Şunun için ki; "Erdemli insan" ifadesi, bugün onları kullananlar tarafından değersizleştirilmiştir. Hemen her yazar "erdemli insan"`ı kalemiyle anlatırken hırpalamıştır. O derece ki, erdem boğulmuş, öldürülmüş, gölgesi bile kaybolmuş, bir deri bir kemik kalmıştır. Erdemli adamdan ikiyüzlülükle söz edilir, ona hiç saygı gösterilmez. Bu nedenle, alçak adamları ele almanın zamanı gelmiştir; biz de onları kahraman olarak seçiyoruz.". Gogol, alçak adamları ele alarak, onları tüketmeyi, tüm dünyadan yok etmeyi ümit etmektedir. Eserin ikinci ve üçüncü ciltleri yok maalesef. Yazar bunu bitirmiş olsaydı, Çiçikof'un akibetini tam olarak öğrenebilirdik. Ancak yine de, romanın sonunda, Çiçikof'un son umut çırpınışları -ki yazar bunu okuyucuya iyi aktarmıştır- bile bir ders niteliğindedir.

Kim ve nereden geldiği belli olmayan kahramanımız Pavel İvanoviç Çiçikof, kendine sakladığı (romanda sebebi anlatılıyor, ilerleyen bölümlerde) bir sebepten ötürü, Ölü canları (ölmüş köleleri) satın almaktadır. Tabii, bu çoğu için ahmaklık ve bir çoğu için de şüpheli bir davranış olarak görünmektedir. Çiçikof, ölü canların peşinde koştururken, okuyucu bir çok maceraya, dedikoduya, iftiraya şahit oluyor. Gogol'ün farklı anlatımı ile üç yüz sayfalık kitapta, sanki bir yüz yıl geçmiş gibi bir his doğuyor okuyucuda. Dünya klasiklerinin en önde gelen eserlerinden biri olduğundan, mutlaka okunması gerektiğinin altını çiziyorum.

Gogol'ün karakter anlatımı müthiş. Öyle ki, çevremizde de benzer karakterdeki kişilerin, bu romanda da olduğunu görmek şaşırtıcı geliyor insana. Mesela Nozdriyef, böyle birini tanıyorum; tıpa tıp diyemesem de karateristik olarak büyük benzerlik var, aralarında.

Sözün kısası, okumadıysanız bu eseri, lütfen okuyun. Dünya klasiklerini okumadan, günümüz yazarlarına geçmenin pek akıllıca bir iş olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de daha çok kitap okunması dileğimle, hoşçakalın...

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

12 Kasım 2012 Pazartesi

ESKİ ZAMAN BEYLERİ, Gogol

ESKİ ZAMAN BEYLERİ, Gogol
ESKİ ZAMAN BEYLERİ
Gogol
Rus isimlerini okudukça, Türk isimlerine şükrediyor insan; İvan İvanoviç, İvan Nikiforoviş, Akakiy Akakiyeviç, Pullheria İvanovna vb...

Gogol'ün mizahi öğeler içeren, üç öykünün yer aldığı bir kitaptır. Yine Bordo-Siyah ekibinin özenli çalışmasıyla, rahatça okunacak bir kitap. Kitabın ilk iki öyküsü; son öyküsü olan İvan İvanoviç ile İvan Nikiforoviç'in Nasıl Kavga Ettiklerinin Hikayesi adlı öyküye göre oldukça kısa kalıyor. Bana göre en iyi öykü, bu son öyküdür. Gülmek her üç öyküde de garanti.

Kitabın şk öyküsünün adı, Eski Zaman Beyleri olmasına rağmen, diğer iki öyküde de, dönemin benzer beyleri kaleme alınmış. Bana Aziz Nesin'in hikayelerinin tadını verdi. Olaylar absürd gelişiyor olsa da, gizliden gizliye bir hiciv seziyor insan -ki öykülerin içeriği, döneme ve yaşayanlarına bir eleştiridir.

Gogol'ün Palto'sundaki basit bir memur yerine, bu öykülerde aristokrat sınıf beyleri konu edilerek, hicvedilmektedir.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


27 Eylül 2012 Perşembe

TARAS BULBA, Gogol

TARAS BULBA, Gogol
TARAS BULBA
Gogol
Bu tam bir budalalık; çocukça bir oyun; bile bile ölüme gitmek; hayvanlık ve vahşet; günümüzde, bu tam anlamıyle işte böyle birşey. Ancak o dönemlerin Kazakları için bu aslında bir savaş; hiç de oyun olmayan erkekçe bir davranış; eceliyle ölmek yerine, savaş meydanında ölmenin onuru...

İnsan sıkıldığı için savaşır mı? Erkek adam savaşmadan nasıl yaşarmış diye, bile bile ölüme gidilir mi?..

Barış antlaşmalaının bile yürmi dört saat sürmediği dönemlerde, Kazaklar erkekleri yerlerinde duramıyorlar. Antlaşma olduğu halde, kesip biçmeye ve baskına gidiyorlar bir çok köye/kasabaya -aynı dinden oldukları halde, mezhep farklılığını bahane ederek... Öldürüyor ve öldürülüyorlar. Vahşice çoluk çocuk demeden kesip biçiyor, Kazaklar. Sadece onlar mı? Karşı taraftaki askerler de, aynı şekilde karşılık veriyor... İnsanlığın bittiği dönemlerin neresinde olduğunu bilmediğim zamanlarda oluyor tüm bunlar...

20 Eylül 2012 Perşembe

PALTO, Gogol

PALTO, Gogol
PALTO
Gogol
"Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık" itirafında bulunmuş büyük yazar, Dostoyevski. Rus edebiyatında, gerçekçilik anlamında ve küçük adam temasıyla, haklı yerini almıştır, Gogol.

Palto, oldukça kısa bir hikaye olmakla birlikte, Türk edebiyatında da benzer, zavallılığa vurgu yapan, ajitasyonist eserler vardır. Ancak, Gogol neredeyse ilk defa, Rus halkını, kendine göstermiştir bu eseriyle. Çoğumuz biliriz ki, bir çok romanda, hep büyük adamların hikayeleri anlatılır: Kralların, Prenseslerin, büyük işadamlarının vs... Gogol, bu eserinde, küçük bir adamı anlatarak onu yüceltmiştir. Bir kral ya da bir prens yerine, basit bir memuru konu almıştır. Bu eserin, bir hikaye olmasının ötesinde, doktrinsel bir etkisi de vardır ki, dönemin Rus büyükbaşlarına bir göndermedir...