20 Eylül 2012 Perşembe

PALTO, Gogol

PALTO, Gogol
PALTO
Gogol
"Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık" itirafında bulunmuş büyük yazar, Dostoyevski. Rus edebiyatında, gerçekçilik anlamında ve küçük adam temasıyla, haklı yerini almıştır, Gogol.

Palto, oldukça kısa bir hikaye olmakla birlikte, Türk edebiyatında da benzer, zavallılığa vurgu yapan, ajitasyonist eserler vardır. Ancak, Gogol neredeyse ilk defa, Rus halkını, kendine göstermiştir bu eseriyle. Çoğumuz biliriz ki, bir çok romanda, hep büyük adamların hikayeleri anlatılır: Kralların, Prenseslerin, büyük işadamlarının vs... Gogol, bu eserinde, küçük bir adamı anlatarak onu yüceltmiştir. Bir kral ya da bir prens yerine, basit bir memuru konu almıştır. Bu eserin, bir hikaye olmasının ötesinde, doktrinsel bir etkisi de vardır ki, dönemin Rus büyükbaşlarına bir göndermedir...


Bu hikaye, günümüz dünyasında, hatta Türkiye'de gerçekliğini koruyabilmektedir. Gazetelerin üçüncü sayfalarında buna benzer haberleri okumak mümkün. Bir palto, lüks eşya olmaktan öte, Rusya gibi bir memlekette ihtiyaçların en tepesindeki bir materyaldir. Neredeyse aylarca biriktirilen bir meblağ ile elde edilmesi ve bunun yitirilmesi; ancak basit bir memurun kahrı olabilmektedir. Hem geçen yüzyıllarda hem de hala bu yüzyılda böyle olması ne acı.

Akakiy Akakiyeviç Başmaçkin, kimine göre basit ama onun için neredeyse ulaşılması imkansız ve azami ölçüde ihtiyaç duyulan bir paltonun peşine düşer. Eski -ki diğer memurların "sabahlık" dediği- paltosu tamir edilemeyecek durumdadır. Terzi Petroviç nuh der peygamber demez, ille de yeni bir palto diktirmesi gerektiğini söyler. Eski palto, gerçekten de onarılmaz derecededir. Onarılsa bile verilen paraya değmeyecektir. Petroviç, yeni bir palto dikimi için, yüzelli Ruble gerektiğini söylediğinde, Akakiy'in başından kaynar sular dökülür; Akakiy, yılda yalnızca dörtyüz Ruble kazanmaktadır. Varın, hikayenin gerisini siz düşünün...

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.





Hiç yorum yok: