6 Eylül 2012 Perşembe

İSKENDER, Elif Şafak

İSKENDER, Elif Şafak
İSKENDER
Elif Şafak
Daha önce ve ilk defa Elif Şafak romanı olarak okuduğum, Baba ve Piç romanının İngilizceden tercüme edildiğini görmüştüm. İskender adlı romanını okumadan önce, belki bu doğrudan doğruya Türkçe olarak kaleme alınmıştır ve böylelikle Baba ve Piç ile kıyaslama yapabilirim diye düşünüyordum. Kıyaslama: Baba ve Piç'i tercüme eden Aslı Biçen hanımefendinin, kitaba kattığı edebî ruh ile Elif Şafak'ın doğrudan Türkçe olarak kaleme aldığı bir romandaki edebî ruhun karşılaştırması olcaktı, benim için. Neyse, İskender'de doğrudan İngilizce olarak kaleme alınmış bir eser. Kıyaslamayı artık başka -ki varsa!- romanlarına bırakacağım.

Ha, bu arada, asla kötülemek ve küçümsemek için kıyaslama içine girme niyetinde değilim. Sadece yazarı daha iyi analiz edebilmek adına bir meraktır. Bu ayrıca bana, bir eserin, başka dillere tercüme edildiğinde, orijinalinden ne kadar sapma da yapabileceğini gösterecektir. Farklı bir bakış açım ve mantalitem olduğu kesin ;) İskender veya Baba ve Piç romanlarının İngilizce - Orijinal sürümünü okuyamayacağımdan, Elif Şafak'ın doğrudan Türkçe kaleme aldığı bir eseriyle kıyaslama yapacağım. Yazara ait kitapları okumam zaman içerisinde devam edecektir. Gelelim İskender'e...

Roman, üçüncü bir anlatıcının ve kişilerin kendi anlatımıyla; ilgili zamandaki durumları anlatarak, sonuca vardırılıyor. Kitabın ilk anlatıcısından anladığımız, Pembe'nin oğlu İskender tarafından öldürülmesidir. Ve hikaye de bu yol üzerinden devam etmektedir. Pembe ve Cemile henüz doğmadan önce annelerinin ve babalarının anlatımına, zaman zaman hapisaneden İskender'in mektuplarına kadar farklı kişiler ve farklı zaman dilimleri arasında gelip gitmektedir, hikaye.

Hikaye içinde bir Yunus'umuz vardır. Yedi yaşlarındaki Yunus, boyundan büyük kişillerle takılıyor ve bizlere tebessüm ettirdiği gibi, zaman zaman da hüzünlendiriyor. Asi delikanlı ve boks sporuyla ilgili İskender, ailede çekinilen bir çocuktur. Adem'in bir striptizci kadın ve kumar hevesi yüzünden, evden ayrılmasıyla İskender daha da azıtmışa benziyor. Pembe, kocası Adem'in gidişinden sonra, evin reisi durumuna getirilen İskender'den çekinir olmaktadır -ki konunun ilerleyen safhalarında bunu daha iyi anlayacağız.

Adem aslında, Cemile'yi -ki Pembe'nin ikiz kardeşidir- sevmiştir. Ancak Adem sevgisine rağmen, bazı karışık mevzular yüzünden Cemile'nin kopyası Pembe ile sevmeyerek -Cemile'ymişcesine- evlenir. Gel zaman git zaman, Adem ve Pembe iki çocukları (İskender ve Esma) ile Londra'ya göç ederler. Yunus (üçüncü çocukları) ise burada dünyaya gelir.

Baba ve Piç'deki edebî bir havadan uzak, yalın ve anlaşılabilir bir anlatım var hikayede. Sürpriz son ile biten bu hikayeden zevk alacğaınızı ümit ediyorum.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.



Hiç yorum yok: