11 Ocak 2011 Salı

Bir kapitalist dünya hikayesi (1)

- Çocukluk, çocuklar ve içe salınan korkular -

Seneler sonra geldiğim bu yerde, artık yeşili göremiyorum. Önceleri bağlık bahçelik denilecek kadar yeşile doyardı gözlerimiz. Her evin önünde çiçek bahçeleri vardı. Kimi evlerin bahçeleri oldukça cıvıltılıydı. Neden olmasın ki hem bahçeleri geniş hem de onlarca çeşit ağaç vardı bu evlerin bahçelerinde. Cıvıltılar ise o güzelim ağaçlara yuva yapan kuşlardan gelirdi.

"Bahçeye dalan vaaaar" diye sesleri sıkça duyardık mahalle aralarında. Evlerin önündeki bahçelerde incir, şeftali, elma gibi meyveler biz çocuklara evdeki meyvelerden daha lezzetli gelirdi.
"Oğlum evinizde hiç mi meyve yok, bu kadar mı açsınız" deselerde -ki gerçeği yansıtmayan bir serzenişti teyzenin söyledikleri- evimizdeki meyveler yerine dalından kopartıp yemek büyük zevkti biz çocuklar için.  Ağaçlara çıkar saatlerce otururduk. Bazen de yolumuzu uzatır sayamadığımız kadar çok mahallenin ötesinde daha kırsal olan yerlerde eğlenirdik.