Victor Hugo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Victor Hugo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2014 Perşembe

BİR İDAM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ, Victor Hugo

BİR İDAM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ, Victor Hugo
BİR İDAM MAHKÛMUNUN
SON GÜNÜ

Victor Hugo
Ne denilebilir ki idamına bir kaç saat kalmış biri için, ne denilebilir?! Hangi söz, mahkûm için teselli olabilir? Üç yaşındaki -ki bir yıldır göremediği- çocuğunun onu tanıyamaması, son vedasında, ne acı, ne talihsizdir, bilir misiniz? Bilemez misiniz? Öyleyse bu çok az sayfalı, çok kahredici romanı okuyun derim. Okuyun ki idamın dehşetini yaşayın.

Hak etmiş ya da etmemiş, biz karışmamalıyız kişinin ölüm hükmü üstünde. Eğer yaradana inanıyorsak, onun verdiği canı, ancak o alır diyorsak, idam, bizim hükmümüzün dışında olmalı. İnsan hükmüne bağlı olmamalı. Ceza haktır, ancak ölüm bir ceza mıdır?!

Yazar, ölüm cezalarının pespayeliği üstüne eğiliyor. Cezanın ölüm ile neticelendirilmesinin değil, daha insancıl cezaların yürürlüğe girmesini diliyor, bu romanıyla. Zaten, romanın yayımlandığı dönemde, eleştri oklarını üstüne çekmiştir Victor Hugo.

Okumayanların okumasını diliyorum.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


5 Ocak 2014 Pazar

Victor Hugo'nun gözüyle: Direniş

Victor Hugo'nun ünlü eseri Sefiller'in ikinci cildindeki (İletişim Yayınlarından toplam iki ciltlik bir eserdir. Sefiller Cilt II. syf.265) 5 Haziran 1832 başlıklı kısmını bir yandan okurken, bir yandan da ülkemizin bugünkü durumunu sık sık düşünmeye başladım. Yazılanların ülkemizle benzerliğini, yakın zamanda ve şu sıra yaşanan olayların bir izahını okur gibi oldum. Ülkemizde halkın hükümete karşı başlatığı (pasif) ayaklanmanın -ki bu ihtilale kadar gidebilir; gerekçeleri, gidişatı, medyanın ve diğer aydınların düşüncelerini gayet güzel anlatmakta olduğunu gördüm. Dolayısıyla bu bölümü (önemli kısımlarını) sizinle paylaşmak istedim. Araya kendi yorumlarımı da -farklı bir renkte- ekleyeceğim. Okuyup, paylaşmanız dileğimle...
Murat Dicle
Yeryüzünde yasalar, gelenekler aracılığıyla uygarlık içinde yapay cehennemler yaratan, ilahi yazgıyı uğursuz insanlar aracılığıyla karıştıran bir toplum lanetlemesi oldukça; çağımızın üç temel sorunu, erkeğin yoksulluk yüzünden alçalması, kadının açlık yüzünden düşkünleşmesi, çocuğun cehalet yüzünden yeteneklerini geliştirememesi sorunları çözümlenmedikçe; bazı bölgelerde toplumun insanları boğması mümkün oldukça; başka bir deyişle ve daha geniş bir açıdan yeryüzünde cehalet, sefalet bulundukça bu gibi kitaplar faydasız olmayacaktır. (Upton Sinclair; Sefiller romanına istinaden yazdığı önsözden alınmıştır.)

SEFİLLER, Victor Hugo

SEFİLLER, Victor Hugo
SEFİLLER
Victor Hugo
Öncelikle İletişim Yayınlarına teşekkürler. Çok güzel bir kitap hazırlamışlar. Sizlere tavsiyem, böylesi klasikleri bilinmeyen yayınevlerinden alıp okumayınız. Feci şekilde tercüme hataları ile karşı karşı kalırsınız. Hele hele Kum Saati yayıncılıktan hiçbir kitap almayın!

"Sefiller" diyince ilk olarak, sefillik çeken, ezilmiş bir teba aklınıza gelebilir. Bu romanda bana göre sadece Fantine ezik bir karakter olarak öne çıkıyor. Özellikle Fantine'in adı geçen bölümlerde oldukça fazla dramatik sahneler var. Ara ara bana klasik ACI içerikli Türk filmlerini andırdı. Ancak ben romana bir bütün olarak baktığımda, oldukça güzel bir anlatı olduğunu gördüm. Devasa bir hikaye bu. Fantine dışındaki kararkterlerde kabaca, bir uyanıklık, bir çakallık vardı hep. Ara küçük karakterlerin bazılarında ezik dialogları yok değil tabii.

Victor Hugo güzel bir anlatı ile birlikte, dönemin tarihini, şehrin yapısını ve sosyal yaşantısının detaylarını da oldukça usta bir dille anlatıyor. Dolayısıyle bu roman bir yandan, bir bilgi kaynağı olarak da ele alınabilir. 

Kitabın bir özetini burada vermeyeceğim. Konu olarak tüm olaylar Jean Valjean'ın etrafında dönmektedir. Bu olayların içerisinde en önemli -ki şu günlerde bizi de ilgilendiren- bölümü Denis Sokağı Destanı adlı bölümdür. İlerleyen günlerde Normatif Gazete'de bu konuyla ilgili bir köşe yazısı yazacağım. Neden bu bölüm ile çok ilgilendim orada bunu görebileceksiniz. Üstad, 1832'deki ayaklanmayı oldukça güzel anlatmış ve öncesinde müthiş bir şekilde, ayaklanmalarla ilgili bir analiz yapmıştır. Üstadın elini ayağını öpersiniz, bu analizi okuduğunuzda.

İletişim Yayınlarından iki cilt halindeki bu romanı okumanızı öneriyorum. Okumamanız büyük bir eksiklik olacaktır.




26 Şubat 2013 Salı

NOTRE-DAME'ın KAMBURU, Victor Hugo

NOTRE-DAME'ın KAMBURU, Victor Hugo
NOTRE-DAME'ın KAMBURU
Victor Hugo
Kitabın orjinal adı Notre Dame de Paris olmasına rağmen, romanın en etkileyici kahramanın talihsiz kamburu, ülkemizde bu kitabın adının Notre-Dame'ın Kamburu olarak tanınmasında etkili olmuştur.

Herşey Quasimodo (Notre-Dame'ın Kamburu) etrafında değil, romanın en değerli ve en güzel karakteri olan Esmeralda etrafında dönmektedir. Quasimodo kimi zaman tiksinilen, kimi zaman acınılan, kimi zaman talihsiz bir kurtarıcı görünümüyle, sadece bizlerin değil Esmeralda'nın da ilgisini çekmiştir. Hep aşk var bu acıklı romanın her bir sayfasında...

Baş Diyakoz Claude Frollo vakti zamanında, kilesinin tahtasına bırakılan ancak herkesin tiksintiyle bakındığı talihsiz Quasimodo'yu evlatlık edinir. "Kötü" kelimesinin, kendisi için yakıştırılamayacağı bir hayatı olmuştur, Claude Frollo'nun. Ancak Esmeralda'nın ortaya çıkmasıyle, kösnü, aşk ve elde edemenin verdiği acı ile karanlığa gömülen Frollo'nun yüreği artık "kötü"'yi içinde barındırmakta; bunu bilen ve bundan kurtulmak için "kötü"'ye daha da sıkı sarılan C. Frollo kendi "iyisi" için "kötüyü" kullamaktan hiç çekinmemektedir.

Romanda bir çok kahraman ve her birinin ayrı karakteri var. Acımasızlığın tavan yaptığı, insanlığın henüz keşfedilmediği 1600'lü yılların Fransa'sında, bu kahramanlar belalardan yakayı bir şekilde sıyırsalar da, Esmeralda ve Fare Çukurundaki kadın maalesef en acı şekilde insan olmanın mükafatını almışlar, birbirlerine doyamadan öte dünyaya göç etmişlerdir.

Yazar Victor Hugo'nun dünya klasikleri arasına girmiş bu müthiş eserini bir çok defa TV'de veya sinemada izlemiş olsanız da, mutlaka kitabını okumanızı salık veririm. 

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.