25 Haziran 2007 Pazartesi

Zihnin salımı

Evimin odasında, koltukta sıkışmış bedenimden ruhumu serbest bırakıyorum artık. Ruhum bedenimden ayrılırken, zihniminde arkasından öylece süzülüp gittiğini görüyorum. Ne iyi oldu ama.

Zihnimin göklerde süzülüşünde kendi bedenimin ağır darbe izleriyle dolu olduğunun farkına varmıştım. Ezilmiş bir beden. Saçlarımdaki binlerce kar tanesinde onbinlerce ezik dialogların uçuştuğunu görüyorum. Bir tek HAYIR diyememenin bedelini ödüyorum.

Bedenime ve hatta dünyaya, şuanda zihnimin olduğu yerden bakmak ne feciymiş. Hani iyiydi. O ilk uçmanın verdiği bir mutlulukla söylenen sözdü. Gerçeği, gerçeklerle yüzleştikten sonra anladım.

Bedenim beni çağırıyor. Belki yine kaçırırım zihnimi ruhumla birlikte gökyüzüne. Mutlaka yine yazacağım, bir hüzünle kimbilir belki bir sevinçle.

Hiç yorum yok: