İ. Melih Gökçek tadında insanlar tanıdım: Söylediklerinizi, tamamiyle yanlış, diye kesip; söyledikleriyle tamamiyle sizi doğrulayan insanlar... Lütfen EGO'nuzu kenara bırakın, gerçeklere ve daha da ötesi insana odaklanın!
Böylesine bilgi kirliğinin (dezenformasyon) olduğu bir ortamda, kişi veya kişileri ya da kurumları anlamak için tek sözlerine göre değil, tüm söylediklerine göre değerlendirin. Ben olayı çözdüm, diye kendinizi kenara atmayın; daha da irdeleyin, göreceksiniz -ki çoğu doğru dediğiniz şeyler, çarçabuk koca bir yalana dönüşecektir.
Eğer biri, sizi sevememişse ya da kıskanıyorsa -ki sizin kadar başarılı olamadıysa (para bir kıstas değildir); sizin doğrularınız ona iri iri yalan ve yanlışlar olarak görünecektir. İşte bu tiplerden de nemalanan, ona yalanan ve omzunuzun ardından iri gözleriyle bakanlar da tıpkı onun gibi anlamak istemeyeceklerdir, sizi. Oysa sevgi olsaydı bunlarda, tebessümle sizi dinleyebilselerdi, anlayacaklardı sizi, tıpkı onlar gibi düşündüğünüzü. Dolayısıyle sevgi eksikliğinin yoğun olduğu bir toplum, kolayca kaosa sürüklenip, olabildiğince minik parçalara ayrılarak, leş kargalarına yem olacaktır.
Sorulması gereken bir soru: Bizler birer hayvan mıyız yoksa insan mı?
Eğer hayvan isek, tamamen bireyci davranıp, iyi olan kazansın, mantığıyla hareket etmemiz doğal karşılanacaktır. Belgesel kanalları fazlasıyle, bizleri bireysel davranmamız konusunda yönlendirmektedirler. Yok eğer bir insan isek ve hangi din olursa olsun, bize öğütlenen komin yaşamın bir parçası olmamız gerektiğine inanmalıyız.
Zeka Tanrı tarafından herkese adil şekilde dağıtılmamıştır. Ancak bilgi eşit şekilde dünyada dolaşmaktadır. İyi bir bilgi ile zeka eşitsizliğini ortadan kaldırmak mümkündür. Bilgi para gibi çalınamayan ve tüketilemeyen birşeydir: Bilgi, paranın aksine, paylaşıldıkça çoğalır!
- murat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder