29 Ocak 2014 Çarşamba

Sansınlar istersin ki

Sansınlar istersin ki beni senden daha farklı bir insan gibi görsünler; seni benden üstün, beni senden de öte, herkesten aşağı... Ve sansınlar istersin ki benim bildiklerim, senin bildiklerinden daha da az; böylece, bana değil, sana sorsunlar istersin hep.

Sorarlarsa eğer, ki ben değil sen hep hata yapasan: Bana sorduklarında, ondan da öte herkesten aşağıyım, diyebileceğim. Ve böylece, sen benden akıllı olduğunu düşündüğünde elde ettiğin mutluluk, herkese karşı hata yaptığında elinden alınırken güleceğim, gözlerimi kısıp, sinsi sinsi... Ve sanacaklar ki sen hata yaptığında, benden bile aşağıymışsın meğer. Diyeceksin ki; alçaltmasaydım eğer, hiç olmazsa olurdum seninle eşdeğer. Şimdi düştün benim bile altıma; en üstte herkes, altında ben, benim altımda da sen. Hadi kurtul bakalım kurtulabilirsen. Ben de kurtaramam seni, atmasaydın herkesin altına beni...

Ve sen bana nerede hata yaptığını sorduğunda, ben sana; bildiklerinde ve bilmedklerinde değil, kibrinde ara diyeceğim hatanı.
 
Murat Dicle
29.01.2014

28 Ocak 2014 Salı

DELİFİŞEK, Josè Mauro de Vasconcelos

DELİFİŞEK, Josè Mauro de Vasconcelos
DELİFİŞEK
Josè Mauro de Vasconcelos
Serinin son kitabı Delifişek ile Zezè, Natal'den artık ayrılma kararı alıyor. Böylece dünyaya -belki de kendi dünyasına- açılacak...

Şeker Portakalı, Güneşi Uyandırlarım kitaplarından sonra, üçlemenin son kitabı Delifişek'te, Zezè yirmili yaşlarını sürmektedir. Olaylardan çok, Zezè'nin kafasının içindekilerinin anlatıldığı bir roman bu. Gençlik ateşiyle yanmanın, öpüşmenin, öpüşmelerin, çok daha fazla öpüşmenin, baba sevgisinin alevlenmesi, verilen sözler üzerine isteksizce vazgeçişlerin hikayesi anlatılıyor, bu kısacık öyküde.

Elbette, tüm seriyi baştan sona okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


GÜNEŞİ UYANDIRALIM, Jose Mauro de Vasconcelos

GÜNEŞİ UYANDIRALIM, Jose Mauro de Vasconcelos
GÜNEŞİ UYANDIRALIM
Jose Mauro de Vasconcelos
Şeker Portakalı yazarından, bir devam kitabı; Güneşi Uyandırlalım.

İlk kitapta Zezè'nin on yaşlarına kadar geçen hayatı ele alınmıştı. Bu kitapta ise, on beş yaşına kadar geçen süre anlatılmaktadır. Zezè bu romanda da haylazlıklarına devam etmektedir. Aslıda bu, Zezè'yi pek anlamayanların kullandıkları bir tabir: Haylaz Zezè...

Oysa Zezè'nin hayattan beklentileri ve yapmak istedikleri çok farklı. O belki her erkek çocuğundan daha farklı olarak, zekası erkenden gelişmiş ve dolayısıyle, merakı onu daha da haylaz gibi algılanmasına sebep olmuştur. Masumdur Zezè...

İlk kitapta yaşanan trajik olayların ardından Zezè'nin hayatından çıkan şeker portakalı fidanının yerini bu defa, ilk başta bir cururu kurbağası almaktadır. Daha sonra Zezè kendi hayal dünyasına başka aktörler de ekleyecektir. Cururu kurbağası ile tanışan Zezè, kurbağanın isteğiyle, onu kalbine alır. O artık Zezè'nin içinde yaşamakta ve Zezè'nin güneşi uyandırması için, içten içe akıl vermektedir.

Bir devam kitabı olarak, Şeker Portakalı'ından sonra okunması gereken bir kitap. Bu kitaptan sonra ise bir diğer devam kitabı ise Delifişek romanıdır. Hâlâ okumayanlarınız varsa, okumanızı tavsiye ederim.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.

25 Ocak 2014 Cumartesi

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ, Ahmet Hamdi Tanpınar

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ, Ahmet Hamdi Tanpınar
SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın okuduğum ilk kitabıdır.Gerçekten çok beğendim ve gerçekten sesli sesli güldüm. Yazarın çok ince bir mizah anlayışı var. Bu mizahi tavrı ile size toplumsal gerçekleri öyle güzel aktarıyor ki yazara hayran kalmamak elde değil.

Konusu Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum etrafında dönüyor. Bu çakma-kurum'un inşaasından evellki ve sonraki olaylar ele alınıyor. Romanın baş karakteri Hayri İrdal'ın ağzından dinliyoruz öyküyü.

Günümüz toplumsal yaşantısına da rahatlıkla giydirebileceğimiz bu öykü, efkârıumumiye, yani kamuoyunun nasıl etki edilerek, gereksiz bir kurumdan istifade edilebileceğini gayet güzel anlatıyor.

Özetle, kesinlikle okunulması gereken bir eser. Hiç sıkılmayacaksınız...

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


24 Ocak 2014 Cuma

Çaldığımız kapı açılsaydı şayet

Sokak çocuğuyum ben!..
Kedilerle, köpeklerle
Ve benim gibilerle
Gezerim genelde:
Öğle yemeği nedir bilmeyenlerle...

Ötekilerden farklıyız biz;
Çağırmaz annemiz,
Hadi gelin yemek hazır,
Diye...

Düşünüyorum da
Hiç mi su içmezdik biz?..
İsterdik elbet,
İçerdik de,
Çaldığımız kapı açılsaysı şayet.

Olsun, mühim olan gezmek;
Günü tam olarak bitirebilmek.
Bir çocuk başka ne ister;
Susamışsın, acıkmışsın
Ne farkeder?!

Murat Dicle
24.01.2014