Her şey geçti üstümden. Zaman da geçti. Sonra hepsi geçti gitti. Şimdi gülüyorum, gelip geçene.
Murat Dicle
10 Şubat 2015 Salı
7 Şubat 2015 Cumartesi
Uğursuz bok
Bir bok gibi düşer tepenize. Uğurdur, kerameti vardır dersiniz, üstünüzü temizlerken. Kaderden daha bir medet umar olursunuz; bokun uğuru var diye biliriz ya. İşler ters gider sonra; kaderi boka bağlamanın cezası mıdır acaba? Basit bir hareketle, bir mendil ile silip atmak varken; uğursuz bir bokun peşine takılmak niye?!
Üç kuruş parayla vardığınız, bir nefes almak için gittiğiniz Eminönü'ndeki Yeni Cami'nin duvarının dibinde otururken, tepenize sıçan kuşun bokunu uğur sayıp, geri dönüş parasını piyangoya yatırıp, beş parasız yürüyerek evine dönen boktanmedetumangillerden biri gibiyim. Eve yürüyorum şimdi, varmak epey vakit alacak. Yorulacağım, kalbim daralacak, atışları zaman zaman kah hızlanacak, kah yavaşlayacak. Kararlarımdan pişmanlığım yok, ne boka ne de boklayana bir kinim yok. Aldığım ders, yaşamıma gübre olsun. Yürüyüşüme istikrar katsın, düşünüşüme bilgelik, bileğime de güç... Boku damıttım ben şimdi!
- Murat Dicle
2 Şubat 2015 Pazartesi
Çiftçi
Olmamışsan henüz bir çiftçi:
Toprak volkanla harmanlanmamış,
Rüzgar fırtınaya çalmamış,
Güneş belki tam doğmamış,
Sen yanmamış,
Seni yakacaklar doğmamış,
Kuşlar kanat çırpmamış,
Tohumlar sana sunulmamış,
Su, yatağından sana akmamış,
Tarla fareleri henüz uyanmamış,
Bir dönüm toprağın dahi olmamış, demektir.
Olmuşsan bir çifti:
Tabanların yarık yarık,
Tarlanda çit sürersin.
Avcundaki tohumları serper,
Onları yücelterek,
Asıl sahipleri için didinirsin.
Tepen cayır cayır yanar,
Suyu kana kana içer toprak,
Tarla fareleri cirit atar ekinlerde,
Çaresiz kalmaz,
Eker, biçer ve döversin inadına.
Çiftçisin ya sen;
Yılmaz, acısıyla, güneşiyle,
yarık tabanlarınla
Sürersin hayatını...
Murat Dicle
02.02.2015
Toprak volkanla harmanlanmamış,
Rüzgar fırtınaya çalmamış,
Güneş belki tam doğmamış,
Sen yanmamış,
Seni yakacaklar doğmamış,
Kuşlar kanat çırpmamış,
Tohumlar sana sunulmamış,
Su, yatağından sana akmamış,
Tarla fareleri henüz uyanmamış,
Bir dönüm toprağın dahi olmamış, demektir.
Olmuşsan bir çifti:
Tabanların yarık yarık,
Tarlanda çit sürersin.
Avcundaki tohumları serper,
Onları yücelterek,
Asıl sahipleri için didinirsin.
Tepen cayır cayır yanar,
Suyu kana kana içer toprak,
Tarla fareleri cirit atar ekinlerde,
Çaresiz kalmaz,
Eker, biçer ve döversin inadına.
Çiftçisin ya sen;
Yılmaz, acısıyla, güneşiyle,
yarık tabanlarınla
Sürersin hayatını...
Murat Dicle
02.02.2015
9 Ocak 2015 Cuma
Özgür ruhuma istinaden
Varlığım senin yanında olacak ama ruhum, benliğim terk edecek zaman zaman seni. Ebediyen değil! Zaman zaman... Bedenim bağımlı bu dünyaya, ruhum, ruhum özgürdür; pranga vurulamaz, vurmak istesem de vuramam, tam bağımsız, özür bir ruhun var. Yaradılışım bu, ruhum bu; Ben buyum işte ve bu kadarım... Bilmen gereken tek şey de bu hakkımda. Aslında, zor olan sen değildin, bendim. İlk terk eden sen değil bendim. Ne olursa olsun geri dönen de bendim. Senden başka kimsenin koynuna girmeyen, senden, senin ruhundan başkasını sevmeyen de bendim. Ben aslında hep kendim idim, sen beni tam olarak keşfedemedin, okumadın, anlayamadın cümlelerimi; ruhumu ifşa etmiştim oysa, şiirler yazmıştım sana, eskimiş kalemimin ucuyla. Kimler geldi, kimler gitti evime, kafanda kurduğun düşlerde. Sahi gelenler kimdi evime?..
Murat Dicle
Ateş suyu
İnsanların sevinçle pencereden seyrettiği kar yağışında mahsur kalmış bir köpek gibi hissediyorum kendimi; suyum var, yiyeceğim var, hepsi bir tasta; okşayanım yok, ihtimallerin hepsi bir göz odada... Ben sokağın, onlar içerinin mahsur kalmış köpeği. Tekiz, tekliyoruz, titriyoruz, yalnızlığın estirdiği rüzgarda. Ateş suyu içelim öyleyse, ateş suyu... Köpeğe de verelim, köpeğe de...
Murat Dicle
Kaydol:
Yorumlar (Atom)