Sen gittin, gitme demiştim, dediydik...
Gittin, bizi bıraktın, başka diyara göç ettin.
Terk ettin beni, istemeden...
İstememiştik, gitmeni dilememiştik.
Yapayalnız kaldım, kaldık, sensiziz şimdi.
Hatıran var bende,
Dokunamıyorum hiçbir tene.
Biri var belki;
Seviyor muyum, afaki,
Seviyor mu, hakiki...
İnanıyorum;
Ben afaki,
O hakiki...
Olur mu peki?
Göç eden sana sormak gerek,
Bilirsin belki...
- Murat Dicle
4 Mayıs 2014 Pazar
1 Mayıs 2014 Perşembe
BİR İDAM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ, Victor Hugo
BİR İDAM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ Victor Hugo |
Ne denilebilir ki idamına bir kaç saat kalmış biri için, ne denilebilir?! Hangi söz, mahkûm için teselli olabilir? Üç yaşındaki -ki bir yıldır göremediği- çocuğunun onu tanıyamaması, son vedasında, ne acı, ne talihsizdir, bilir misiniz? Bilemez misiniz? Öyleyse bu çok az sayfalı, çok kahredici romanı okuyun derim. Okuyun ki idamın dehşetini yaşayın.
Hak etmiş ya da etmemiş, biz karışmamalıyız kişinin ölüm hükmü üstünde. Eğer yaradana inanıyorsak, onun verdiği canı, ancak o alır diyorsak, idam, bizim hükmümüzün dışında olmalı. İnsan hükmüne bağlı olmamalı. Ceza haktır, ancak ölüm bir ceza mıdır?!
Yazar, ölüm cezalarının pespayeliği üstüne eğiliyor. Cezanın ölüm ile neticelendirilmesinin değil, daha insancıl cezaların yürürlüğe girmesini diliyor, bu romanıyla. Zaten, romanın yayımlandığı dönemde, eleştri oklarını üstüne çekmiştir Victor Hugo.
Okumayanların okumasını diliyorum.
* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.
30 Nisan 2014 Çarşamba
Kısık kısık gülen
Oysa ben hep seni düşünüyorum; sen beni düşünüyor musun? diye düşündüğüm anları düşündüğümde, senden başka ne düşündüm bilmiyorum. Düşünüyorum, düşünüyorum, aklıma hiçbir şey gelmiyor; bir tek sen, yalnız sen geliyorsun düş'üme... İnsan çocuğunu da mı düşünmez?! Düşmüyor işte düşüme, seni düşünüyorken. Düşünemiyorum senden başka bir şey; fırsat olmuyor ki
senden gayrisi düşüme düşsün, be hey vicdansız: gözleri kısıla kısıla gülen...- Murat Dicle
28 Nisan 2014 Pazartesi
Öğle tatilimiz
Çark etti öğle tatili,
Çıktık yola.
İçtik çorbamızı,
Afiyet ola;
Hamdolsun yaradana
Ki bünyemiz şifa bula...
Ve vakit geldi,
Düştük yine yola;
İş var,
Tümün hayrına ola...
Murat Dicle
28.4.2014
Çıktık yola.
İçtik çorbamızı,
Afiyet ola;
Hamdolsun yaradana
Ki bünyemiz şifa bula...
Ve vakit geldi,
Düştük yine yola;
İş var,
Tümün hayrına ola...
Murat Dicle
28.4.2014
27 Nisan 2014 Pazar
KUKLA, Ahmet Ümit
KUKLA Ahmet Ümit |
Oldukça heyecanlı bir roman olmasına karşın, bu romana gerekli özeni gösteremedim, işlerim dolayısıyle. Ahmet Ümit'in diğer romanlarındaki heyecan ve polisiye analizler, yine bu romanda da devam ettirilmiş. Uygun şartlar altında bir çırpıda okunacak güzellikte bir roman.
Hikaye, Susurluk olaylarına da değiniyor, ve bu çerçevede devam ediyor. Adnan, gezetecidir. Doğan ise üvey kardeşidir. Adnan, sol camia taraftarı, Doğan ise, sağ-ülkücü tarafta yer almaktadır. Ülke çapında aranan Doğan, bir şekilde, Adnan ile iletişme geçer. Her şeyden elini eteğini çekmiş gazeteci Adnan, bu buluşmadan memnun kalmaz, ve bir takım olayların içerisine girmek istemez...
İstemez ancak, kader mi yoksa başka planlar mı bilinmez, tam da olayların merkezi haline gelir Adnan.
Severek okuyacağınıza inandığım bir roman bu.
* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)