6 Mayıs 2015 Çarşamba

MEDYUM, Stephen King

MEDYUM, Stephen King
MEDYUM
The shining

Stephen King
Medyum, Amerikalı yazar Stephen King'in 1977 yılında yayımladığı korku romanının adıdır; Özgün adı: The Shining.

Stephen King, romanın "The Shining" olan ismini koyarken John Lennon'ın 1970 tarihli şarkısı "Instant Karma!" dan esinlenmişti. Lennon'ın bu solo single 45'lik plağının adının alt başlığı "We all shine on…" şeklinde devam ediyordu. Sıfat olarak "olağanüstü meziyetlere sahip olan" gibi bir anlam da taşıyan "shining" kelimesi, romanda fiil olarak kullanılmaktadır ve romanın psişik güçlere sahip bazı kahramanlarının eylemlerini tanımlamak için kullanılmıştır. "The Shining" (Medyum) Stephen King'in yayımlanmış üçüncü romanıdır ve karton kapaklı (paperback) olmadığı halde (ciltli piyasaya verilmişti) bestseller olabilmiş ilk romanıdır. Bu romanın başarısı Stephen King'in korku romanları yazarı olarak ününü pekiştirmiş ve piyasadaki yerini sağlamlaştırmıştır.

Roman, alkolizm sorunları ve sinirli yapısı yüzünden öğretmenlik işini kaybetmiş Jack Torrance adında bir yazarın alkolü bırakarak kendisi ve ailesinin hayatını yeniden düzene koyma çabaları sırasında bir arkadaşının önayak olmasıyla dağ başındaki bir otelin bakıcılık işini kabul etmesiyle başlar. Kış aylarında müşterisi olmadığı için birkaç aylığına kapatılan bu ücra ama büyük lüks otelin bakıcılığını yapacaktır. Jack Torrance hem ailesiyle birlikte yerleştikleri bu bomboş otelin kış bakımını yapıp hem de yarım kalan kitabını tamamlamaya çalışırken otelin karanlık geçmişiyle ilgili garip ve korkunç şeyler olmaya başlar.

(alıntıdır)

1 Mayıs 2015 Cuma

SATRANÇ, Stefan Zweig

SATRANÇ, Stefan Zweig
SATRANÇ
Stefan Zweig
Hikaye New York'tan Buenos Aires'e yolculuk yapan bir deniz vapurunda yaşanır. Bir grup yolcu gemideki kurgusal satranç şampiyonu Mirko Czentovic'i partiye davet eder. İlk partiyi beklendiği gibi rahatlıkla şampiyon kazanır. Yine kaybedilmekte olan rövanş partisinin ortasında, oyuna Dr B. adında bir başka yolcu daha katılır ve bir beraberlik kurtarır. Bunun üzerine yolcular tarafından Czentovic ile Dr.B arasında bir müsabaka organize edilir.

Müsabaka başlamadan Dr B. kitapta hikâyeyi anlatana satrancı nasıl öğrendiğini bildirir. Gestapo tarafından bir otel odasında aylarca hücre hapsine kapatılmışken, bir sorgulama öncesi bekletildiği odanın duvarında asılan montun cebindeki satranç kitabını çalmayı başarmıştır. Kitaptaki kaydedilmiş oyunları satranç tahtası olmadan kendi kafasında oynamaya baslar. Satranç hücrede sıkıntıdan çıldırmak üzere olan Dr. B'nin hayatını kurtarmıştır. Ancak zamanla ölü nokta dediği kitaptaki bütün oyunları ezbere öğrendikten sonra, kitabı çalmadan önce hücredeki sıkıntıdan yıprandığı konumuna tekrar düşer. Bunun üzerine kafasında yeni partiler icat eder ve şizofrenik tarzda partileri sinir krizi geçirene dek kendi kendine karşı oynamaya başlar. Sonunda hapisten salıverilmiştir.

Gemide satranç şampiyonuna karşı ilk müsabakayı kazanır. Dr.B bütün şampiyonların partilerini ezbere bildiğinden Czentovic'in oynayacağı oyunları önceden hesaplıyordur. İkinci müsabaka sırasında Czentovic, karşısındakinin zamanla huzursuzlaştığını fark edince özenle yavaş oynamaya başlar ve Dr.B yine kriz geçirince parti yarıda kalır.

(alıntıdır)

MADAME BOVARY, Gustave Flaubert

MADAME BOVARY, Gustave Flaubert
MADAME BOVARY
Gustave Flaubert
Madame Bovary, Gustave Flaubert tarafından 19. yüzyılda yazılmış bir romandır.

Birçok yetke tarafından ilk çağdaş realist roman sayılan Madame Bovary ilk kez 1857 yılında basılmıştır. Yapıt, döneminde büyük yankılar uyandırmış, kitabın tümünün yayımlanması için Flaubert'in mahkemeye gitmesi gerekmiştir. Romantizmin idealist yaklaşımına bir tepki olarak ortaya çıkan roman, realizm akımının ilk ve en önemli örneklerindendir. Bu kitaptan sonra bovarizm akımı oluşmuş ve psikolojide tatminsizlik, memnuniyetsizlik anlamına gelen bir rahatsızlık olarak yer almıştır.

Time tarafından 2007 yılında açıklanan dünyanın en ünlü yazarlarına göre "Tüm Zamanların En İyi On Kitabı" listesinde, Lev Tolstoy'un Anna Karenina adlı yapıtının ardından ikinci seçilmiştir.

Kitap, iyi kalpli olmasına karşın sıradan bir doktor olan Charles Bovary'nin yüksek idealleri ve aşırı bir lüks tutkusu olan romantik karısı Emma Bovary'nin, yaşamının tekdüzeliğinden sıyrılmak için girdiği durumları ve yaşadığı çeşitli gayrimeşru aşk ilişkilerini konu alır. Yazar Flaubert karakterlerin iç dünyalarını açıklarken realizmin gözlemci yönünü kullanmıştır. Baş karakter Emma Bovary'nin sergilediği davranışlar ve zinaları, o dönemde büyük yankı uyandırmış ve bu yüzden yazar Flaubert uzun yıllar boyu çeşitli eleştiri ve suçlamalara maruz kalmıştır.

(alıntıdır, http://tr.wikipedia.org/wiki/Madame_Bovary)

30 Nisan 2015 Perşembe

AY BATTI, John Steinbeck

AY BATTI, John Steinbeck
AY BATTI
John Steinbeck
John Steinbeck, bu romanda değişik bir konuyla çıkıyor karşımıza. Savaşın insanı hem fiziksel, hem de ruhsal açıdan nasıl eritip bitirdiğini, tükettiğini büyük bir ustalıkla anlatıyor. Tutsak edenlerle, edilenlerin neden savaştığını, ne zamana dek savaşacağını kestiremeyen insanların içine düştükleri çıkmazı; bir başka deyişle, savaştan çok savaşanların insancıl bir yaklaşımla ele alıyor, Steinbeck. Ay battı, küçük oylumlu, küçük bir kitap, ancak büyük bir roman. İnsan onurunu, yürekliliğini, insan sevgisini her şeyin üstünde tuttan, insanca yaşamanın önemini vurgulayan büyük bir roman, Ay Battı. Bir avuç insan tutsak edenler de edilenler de. Aylarca ve aylarca düşmanca duygular içinde yaşarlar. Gün gelir tutsak edenler, kendi tutsaklıklarını anlayıverirler. Çepeçevre kuşatılmışlardır düşmanca bakışlarla, davranışlarla. Ay Battı, koşullar ne olursa olsun insanın insansız olamayacağını anlatan büyük bir roman.

(alıntıdır)

İMPARATOR, Erol Toy

İMPARATOR, Erol Toy
İMPARATOR
Erol Toy
Erol Toy bu romanda basit bir köylünün (Vehbi Koç) İmparatorlaşmasını anlatıyor. Şans ve zekanın bileşimiyle, akıllı ancak basit bir köylünün nasıl ülkeyi sallayacak kadar güçlü olduğunu okurken şaşıracaksınız.

Bu kitap aslında, küresel kraliyetçilerin sadece Türkiye ayağının nasıl büyüdüğünü gösteriyor. Buradan yola çıkarak, bir çok ülkenin kendi içindeki holdinglerin nasıl ülkeleri yönetebildiklerini de anlamak zor değil. Güzel, akıcı ve oldukça öğretici bir kitap. Mutlaka okuyun diyorum.