şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2014 Salı

Çarpışan İnsan

Çarp önce kendinle yüzleştiğin aynaya...
Ayna ki, seni sana yansıtan insandır;
İnsan, kendini görebileceğin bir metadır.
Görebilirsen şayet insandan ötesini;
Görebilirsin,
Kendini, geleceğini...

Sonra çarp kendi kendine!..
Çarp ki yüzleş gerçeğinle.
Çarp bir-iki tokat da geçmişe;
Ve çırp geçmişini bugünle.
Hadi çal geleceğini,
Çarpıp-çırptığın geçmişinle, bugününle...

Murat Dicle

3 Haziran 2014 Salı

Güllü Mesajlar

Seni seviyorum, demesini beklerken;
Seni seviyorum demek ile birlikte,
Canım, bile dedi mesajlarında.
Sakladım onların hepsini;
Biriktirdim bir bir,
Her bir mesajını özenle.
Dara düştükçe,
Teker teker bakar,
Tebessümle yüzümde güller açar.

Murat Dicle

Deniz, güneş ve kızıl

Dalgalar gibi saçları var;
Kızıl kızıl gün batımı,
Tel tel damlar denize.
Güneşi kıskandırır
Ki hiç olmadığı kadar,
Kızılı yansıtır derinlere...

Deniz fışırdar,
Utanır kadının saçlarından;
Kadının her saç teli
Kızıllığa kafa tutar.

Murat Dicle

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Notaların

Şarkıları senin için çalıyorum.
Notaların her biri
-Ki keşke ah ben yazsaydım-
Sanki seni vuruyor;
Kimi onaltılık, aceleci,
Kimi dörtlük, tumturaklı,
Nadiren birlik,
Gel dibime der sanki,
Ürkütür...

Murat Dicle

30 Mayıs 2014 Cuma

Ağır gelir

Ağır gelir,
Senin, benim, hepimizin sevdası,
Kahpelerin tuttuğu balta da olsa,
Vurmak ağır gelir,
Bindiğimiz, bindirildiğimiz ağaca...

Murat Dicle

Sıyrıldı güneş

Islanmasın diye kaçan güneş,
Yağmurdan sonra fırsat bulamadı,
Gece bastırdı ay ile birlikte,
Doğamadı ta ki
Gece kaçana
Ay batana dek...

Sıyrıldı şimdi güneş
Yerkürenin çebrerinden.
Yüzüme, yüzümüze ışıldıyor.
Günü aydınlatıyor,
Bize sanki,
Hadi kalkın
Gün aydın oldu, diyor.

Murat Dicle


29 Mayıs 2014 Perşembe

Üşüdüm...

Olanca gücüyle damlalarını fırlatıyor,
Yüzüme, bedenime,
Ta içime içime.
Ve ben balkonda,
Sanki hiç yağmur görmemiş gibi...

Üşüdüm,
Yağmurun ıslattığı bedenimin altında.
Yalnız seyrettim,
Yalnız üşüdüm,
Yalnız ıslandım balkonda.

Üşüdüm, Islandım;
Ayaklarımı terlikten çıkarttım,
Bastım ıslak zemine.
Çıplak ayaklarımdan aktı,
Tüm yalnızlığım.

Hatırlattı bana yağmur;
Ve şimşek ve gürültüsü:
Sevgililerim var ya benim,
Nedir bu yalnızlık üzüntüsü.
Kızım var, o var...

Murat Dicle

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Adın var şiirde

Kadın beni seviyor,
Leke gelmesin diyor.
Kalbimdesin bir kere,
Seni aklarım bende;
Adın da var şiirde.

Murat Dicle

Gün aydın ola

Gecemiz geçmiş ola.
Uykumuz şifa ola.
Görülen rüyalara hayrola.
Son kıpırdanış,
Son göz titremesi,
Hayat ola.
Açtık mı gözümüzü?
Hadi öyleyse,
Günümüz aydın ola...
İşimizde bereket,
Yolumuzda ışık,
Başımızda sağlık,
Sevdiklerimiz hep
Yanımızda ola...

Murat Dicle

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Sevindirik Hatıralar



Şimdi damağımda sen varsın...
En lezzetli yerinden öpmüştüm,
Lezzeti kaldı damağımda;
Aşerdim sanki seni:
Tıpkı bir kadın gibi...

Sevişmelerimiz kaldı hatırımda...
En umulmadık anda
Sarılmıştım sana,
Ve tenimde izin var hâlâ;
Kızmıştın ilk önce,
Döverim, demiştin, seni:
Tıpkı bir erkek gibi...

İçtiğimiz biralar soğuktu...
Yudum yudum akarken
Biralar gırtlağımızdan,
Damla damla dökülmüştü
Gözyaşlarımız yanaklarımızdan;
Anılar hatırlandıkça,
Ağlatmıştı ikimizi:
Tıpkı iki çocuk gibi...

Yolumuz uzundu ve geceydi...
Kalçam kalçana değmişti,
Dolmuşta en önde,
Evine giderken eşilik ettiğimde.
İçim kaynadı,
Yüreğim kabardı;
Omzuna kolumu atmak istedim,
Hiç bırakma, demekti niyetim;
Sindim, çünkü azarladın beni:
Tıpkı suçlu bir çocuk gibi...

Şimdi bu hatıralar
Tebessüm ettiriyor bana.
Velhasıl,
Sen gerçek,
Ben gerçek,
Aşkımız gerçek;
Korkmamak gerek,
Gelecek, gelecek,
En mutlu günler
Bizim için gelecek.
Ama önce sen gelecek,
Ben seni öpecek...

Murat Dicle

Ellerim Seni Çiziyor

Oysa ki sevgilim sen,
Aklımda fırtınalar kopartıyorsun...
Aramadığında,
Yazmadığında,
Tüm bunlar biriktiğinde;
Çalkantılı dalgalar halinde,
Aklımın bir ucundan,
Öteki ucuna kadar
Vuruyorlar bir bir
Acımasızca:
Fikrim oluyor,
Dilime vuruyor,
Zikrim oluyorsun aniden...

Ve dilim yetmiyor,
Ellerim seni çiziyor:
Her bir harften
"Sen" yapmak isterken,
Uzun uzun şiirler çıkıyor ellerimden...

Murat Dicle

23 Mayıs 2014 Cuma

Bir 1 Daha Eklenmesin

1 biz ölmedik.
300 öldük.
1 daha öldük.
Üstüne 1 kez daha öldük.
Yatacağız, kalkacağız;
1 kez daha öldük mü,
Bakacağız?!

Gece sarsın,
1'er kez daha ölenlerin ailelerini,
Sevenlerini.
Bu gece iyi olsun bari,
1 kez daha kötü haber gelmesin.

N'olur, bir 1 daha eklenmesin!..

Murat Dicle

22 Mayıs 2014 Perşembe

Sana seslenen

Düşün ki
Bir dağın eteklerinde,
Evinin bahçesindesin.

Düşün ki
Bahçede çiçeklerin,
Meyve veren ağaçların var.

Düşün ki
Ağaçlardan kopardığın meyvelerdir,
En güzel reçellerinin malzemesi.

Düşün ki
Sofranı süsler,
Bahçenin çiçekleri.

Düşün ki
Biri sana seslenir kapıdan,
Ben geldim, diye...

Ve düşün ki,
O seslenen benim,
Sen mutlu ol diye,
Ekmek getiren...

Murat Dicle

BEN'SEN

Sen, diye başlıyor hep şiirlerim,
Farkında mısın?
Ben, diyemiyorum,
Sen, bende var olduğundan beri...

Sen, ilk günden mahallelim;
Sen, ilk günden çocukluğum;
Sen ilk günden dostum gibi:
Kaybedilmeyecek kadar değerli...

Ve yine sen,
Hep sen,
Ve hep sev'sen,
Eğer sen, ben'sen...

Murat Dicle

Düşünür kadın

Kara saçları kızıla çalmış,
Bu yaşında sevdaya bulanmış.
Ürküyor yeni gelin gibi,
Der durur:
Ah ben ne edeyim,
Nerelere gideyim?

Düşünür kadın, düşünür...
Evlat telaş eder mi
Ki geleceğini etkiler mi?
Ölen geri gelmez amma
Acep bir şey der mi?
Kadınım,
Arzularım var benim;
Velakin Hak reva görür mü,
Ki bir buse versem,
Sevdiğimi sevindirsem?

Düşünür kadın, düşünür...

Murat Dicle

Unutamıyorum, çünkü...

Kısık kısık gülen gözlerin,
Sinsi sinsi düşer düşüme.
Bu yüzden unutamıyorum;
Çünkü seni seviyorum...

Murat Dicle

Zengin Kadın!

Zenginliğindir beni sana çeken...
Zenginliğin;
O güzel yüzün,
Yumuşak yanağın,
Çınlatan kahkahan,
Sen bilirsin deyişlerin,
Of çekişlerin,
Dudaklarını büzüp,
Hayır deyişlerin,
Kafamı bozma
Döverim seni,
Deyişlerin,
Hayır ben istemiyorum,
Derken ki sinirlenişin,
Çocuklarını sevişin,
Beni sevdiğin halde
Söyleyemeyişin,
Kıvranışın,
Ben de sana boş değilim,
Derken ki mahçubiyetin,
İşte böyle dostum, dediğinde,
Yüzünün aldığı ifadendir,
Zenginliğin...

Sen gibi,
Zengin kadın severim ben!

Murat Dicle
22.05.2014

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Geçmişi unut

Dürüst olabilir mi insan sonsuza değin?
Sonsuz yaklaşmışsa şayet bedenine,
Ruhun, yaşar mı daha öteye, bilinmezken,
Dürüst olabilir misin, az sonra ölecekken?

Allah'ım günahlarımı affet, derken,
Dürüst müsün gerçekten?
Allah bilir...

Peki ya...
Dürüst müsün, kula, kurda, kuşa?
Dönüp düşünür müsün,
Sık sık geçmişi irdeler,
Ben ne günahlar işlemişim,
Ne için af dileyeceğim,
Der misin?

Kırıldıkların sık aklına gelir de,
Kırdıkların gelir mi aklına?
Gelmez mi?
Vah, öyleyse sana,
Vah ki, ne vah...

Geçmişi unut!
Seni kıranları unut...
Kırdıklarını unutma ama!
Unutma ki,
Kırma kimseyi bir daha.

- Murat Dicle

18 Mart

Bu 18 Mart'ta da, Çanakkale Şehitlerini en içten dileklerimizle anıyoruz. "En içten dileklerimizle(!)" Buna inanıyor muyuz?

Biz rahatız şimdi ve iyiyiz. Keyfimize göre gülüyor, keyfimize göre üzülüyoruz. Ekmeğin az pişmiş tarafını kesip çöpe bile atabiliyoruz. Dünden kalmış yemekleri yememek için burun kıvırıyoruz. Rahatız, dedim ya...

Peki ya siz, şehitler? "Rahat uyuyun" desek de, bu yaşananları gördükçe, gerçekten de rahat mısınız yerinizde? Rahatımız batıyor değil mi? Ve hatta doğrusu, acıtıyor! Kalkıp gelmek, ağıza alınmayacak sözler söylemek istiyorsunuz. Ama olmuyor değil mi? Gelinemiyor "ha" diyince oradan. Aslında gelmeyin, size emredilen "ölüm" dahi bizi bu karanlıktan kurtaramazken; tekrar dirilişiniz, gözyaşlarınızla torunlarınıza sövmekten öte olmayacaktır.

Biz şimdi yaşıyorken aslında,
sizinle yatıyor onurumuz;
koyun koyuna.

Yürüyen bedenleriz biz artık,
kimlikli ama adsız.
Mezarınızı da sattık,
Sizler artık masalsınız.

Biliyor musunuz? Biz hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz, fütursuzca! Nasıl doğabilmiş olduğumuzda umrumuzda değil artık. Mutlu değiliz artık: Türk'üz demekten. Dedirtmiyorlar! Çaldılar anıları, tarihleri ve geçmişleri sayfalardan. Uğrunda öldüğünüz bu vatan topraklarında cirit atıyoruz artık, altında bilmem kim yattı bize ne! Böyle diyorlar ve dedirttiriyorlar bize, en doğrusu buymuşcasına. Ve siliyorlar tek tek sayfalardan silüetleri. Adam, hani eskiden derdik ya "Atam", unutturuluyor. Silikleşiyor silüetleri hafızalardan. Onu unutursak eğer, sizi mi unutmayacağız?

Unutuldunuz zaten!
Gerçekten!
Ülke satılıyorken,
Sırıttılar geçmişe, "evet" derken!
Henüz, iki kişiden biriyken,
Korkuyoruz değiştirilmekten.
Siz orada yatıyorken,
Ve biz, iki kişiden biriyken;
Utanıyoruz yaşarken...
Ki ölmekten!..
Siz biner biner ölürken,
Ve siz hala orada yatıyorken,
Ve biz hala sizi kutluyorken,
Ülke satılıyor dörder dörder; harbiden!

Murat Dicle
(18.3.2012'de yazılmıştır)

18 Mayıs 2014 Pazar

Güle güle

Yalnızsam, çok sevdiğimdendir,
Yüksünmeden yüklendiğimden,
Özümsediğimdendir...

Sorarım sana:
Sana sarılmamın suçlusu muyum?
Sevişmemin,
Dudaklarından öpmemin?
Tek suçlu ben miyim,
Seni çok sevmemin?

Acımasızsın sen!
Gönlüm altında bıraktın beni;
Tek,
Yalnız,
Çaresiz
Ve sensiz!...

Peki güle güle...
Sen iyisin,
Ben ise kötü.
Güle güle.
Tek suçlu ben,
İstismar edilen sen!
Aptalca seven...

Murat Dicle
18.05.2014