Yazar, düşüncelerini yazarken, okuyucularının kendi fikirleriyle donatılmasını ister; buna bencillik de diyebiliriz: Bu, yazarın içine doğduğu dünyada kendini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır -ki kendiyle aynı fikirde olanlarla bir çatışma söz konusu olmayacak ve olmayacağına da inanacaktır. Fakat, yazarın bu bilinçsizce (bazıları bilinçli olarak yapar bunu ve kendine bunu iş edinmiştir) davranışı, okuyuculara gerçek bir doğruyu yansıtıyor mu, yansıtmıyor mu, işte bunu, ürettiği eserler üstünde tartışarak bir sonuca varabiliriz.
Neresinden bakarsak bakalım, yazar, bencildir. Ya yukarıda dediğim gibi kensidiyle hem fikir olmamız adına fikirlerini empoze eder okuyucuya ya da yazar, oportünist davranır okuyucuya ve yazdıklarının satış grafiğini arttırarak maddi olanaklara kavuşmak ister.
Okuyucuların -ki bazen bizler de yazar oluruz- yazarları derin eleştiri yapabilecek kadar gerçekçi, felsefi ve edebi olmaları gerekir. Gerçekçilik, inatlaşma değildir; size sunulan gerçek doğruları, sizin yanlışlarınızla değiştirmeyi bilmek demektir.
Kendi adıma, şuan sahip olduğum doğrular, her an başka bir doğru ile değişebilceğini bilerek yaşamaktayım. Doğrularıma sarılıp, durağan bir ömür sürmek yerine, doğrularımı doğrulayan ya da yanlışlayan yeni bilgilere hevesle kucak açarak, dört gözle ve kulakla, gelen her türlü bilgiyi -ki sonuçta ister doğru ister yanlış olsun- beynimin içine alarak işlemeyi iş edindim kendime. Velhasıl hayat bu benim için...
Murat Dicle
12.01.2014
Neresinden bakarsak bakalım, yazar, bencildir. Ya yukarıda dediğim gibi kensidiyle hem fikir olmamız adına fikirlerini empoze eder okuyucuya ya da yazar, oportünist davranır okuyucuya ve yazdıklarının satış grafiğini arttırarak maddi olanaklara kavuşmak ister.
Okuyucuların -ki bazen bizler de yazar oluruz- yazarları derin eleştiri yapabilecek kadar gerçekçi, felsefi ve edebi olmaları gerekir. Gerçekçilik, inatlaşma değildir; size sunulan gerçek doğruları, sizin yanlışlarınızla değiştirmeyi bilmek demektir.
Kendi adıma, şuan sahip olduğum doğrular, her an başka bir doğru ile değişebilceğini bilerek yaşamaktayım. Doğrularıma sarılıp, durağan bir ömür sürmek yerine, doğrularımı doğrulayan ya da yanlışlayan yeni bilgilere hevesle kucak açarak, dört gözle ve kulakla, gelen her türlü bilgiyi -ki sonuçta ister doğru ister yanlış olsun- beynimin içine alarak işlemeyi iş edindim kendime. Velhasıl hayat bu benim için...
Murat Dicle
12.01.2014