- Bölüm 3: Yerde -
"Ceeenkk?"
diye bağırdım. "Cenk, bebeğim n'olur, kalk lütfen" diye seslenirken bir
yandan da bedenini kucaklıyor ve ayağa kaldırmaya çalışıyordum. Olmuyor
tepki vermiyordu. Bir avuç! Evet, bir avuç içinde; şifa duası taşıyan ve
umut beklentisini arttıran bir kaç damlalık su. Cenk'in ensesini
ovalıyordu kadın. Gözlerime acı acı bakarak, yavaşlıyordu elleri.
Avuçlarını çekerken ensesinden, "biri doktor çağırsın, ambulans
çağırsın" dediğini duyuyorum. Doktor ve ambulans? Ambulans sesleri tıpkı
sabah duyduğum saatin alarmı gibiydi. Hep acı gelirdi bana. Ses ile
gelen ambulans her zaman içinde acı taşırdı. Ben hiç bir zaman, içinden
mutlu ve el ele inen çiftleri görmedim. "Harika bir yolculuktu sevgilim,
memlekete de ambulansla gidelim.." denir miydi böyle birşey? Olabilir
miydi? Ambulans hep acı mı taşımak zorundaydı? Acı, öyle acı gelen bir
ses duydum ki, "Ayyy, ayyy Allah'ım kan geliyor burnundan.." Kan? Acı?
Haykırışlar, kim bunlar? Yana dönen yüzünü görüyorum Cenk'in ve gürül
gürül akan kanı izliyorum burnundan. Çok güçlü bir akıntı, tıpkı Tortum
Şelalesindeki gibi.. Foşurduyordu sanki. Öyle mi görüyordum acaba? Bu
insanlar, ona zarar mı veriyorlar, Cenk size ne yaptı? Rahat bırakın
onu, lütfen gidin, gidin..