12 Kasım 2012 Pazartesi

ESKİ ZAMAN BEYLERİ, Gogol

ESKİ ZAMAN BEYLERİ, Gogol
ESKİ ZAMAN BEYLERİ
Gogol
Rus isimlerini okudukça, Türk isimlerine şükrediyor insan; İvan İvanoviç, İvan Nikiforoviş, Akakiy Akakiyeviç, Pullheria İvanovna vb...

Gogol'ün mizahi öğeler içeren, üç öykünün yer aldığı bir kitaptır. Yine Bordo-Siyah ekibinin özenli çalışmasıyla, rahatça okunacak bir kitap. Kitabın ilk iki öyküsü; son öyküsü olan İvan İvanoviç ile İvan Nikiforoviç'in Nasıl Kavga Ettiklerinin Hikayesi adlı öyküye göre oldukça kısa kalıyor. Bana göre en iyi öykü, bu son öyküdür. Gülmek her üç öyküde de garanti.

Kitabın şk öyküsünün adı, Eski Zaman Beyleri olmasına rağmen, diğer iki öyküde de, dönemin benzer beyleri kaleme alınmış. Bana Aziz Nesin'in hikayelerinin tadını verdi. Olaylar absürd gelişiyor olsa da, gizliden gizliye bir hiciv seziyor insan -ki öykülerin içeriği, döneme ve yaşayanlarına bir eleştiridir.

Gogol'ün Palto'sundaki basit bir memur yerine, bu öykülerde aristokrat sınıf beyleri konu edilerek, hicvedilmektedir.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


8 Kasım 2012 Perşembe

SIRLAR, Yalçın Küçük

SIRLAR, Yalçın Küçük
SIRLAR
Yalçın Küçük
Yalçın Küçük'ün daha önce de bir kaç kitabını okuma girişiminde bulunmuştum. Bulunmuştum diyorum, çünkü bu kitapları okumak için bir alt yapıya sahip olmak gerekiyor. Bana göre oldukça akademik bir dille yazılıyor bu kitaplar. Ve konuları anlamak için, tarihi ve yazarın bazı kitapları hakkında bilgili olmanızı gerektiriyor.

Sırlar kitabına başlamadan önce, yazarın İSYAN adlı kitabında, 150 sayfa kadar yol aldım. Sadece yol almakla kaldım ve hiç birşey anlamadım. Fransızca belge tarzında alıntılar vb. bilgilerle, daha fazla konuları kavramam mümkün gibi görünmüyordu. Biri bana (zaten elimde olan) SIRLAR kitabını bari okumam gerektiğini söyledi. Geçen seneden bu yana bu kitabı üç defa başından yüzüncü sayfalarına kadar okumuş yarım bırakmıştım. En nihayetinde ve inatla kitabı yavaş yavaş ve başa döne döne okudum...

VAHŞETİN ÇAĞRISI, Jack London

VAHŞETİN ÇAĞRISI, Jack London
VAHŞETİN ÇAĞRISI
Jack London
Jack London, doğa konusunda iyi bir gözlemci olduğunu, bu eserde de ortaya koymuş. Beyaz Diş ve Adem'den Önce eserlerini okuyanlar daha iyi anlayacaklardır.

Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş'e nazaran daha detaysız ve sönük kalan; bir köpeğin hikayesidir; Buck adında, babası St.Bernard annesi bir çoban köpeği olan bir köpektir, bu. Jack London, gerçek yaşamında da Altına Hücüm etkinliğine katılıp, tecrübe sahibi olmuş bir insandır. Hikayeye konu olan Altına Hücüm teması ve soğuk iliklerinize kadar size ulaşıyor. Yazar bunu çok iyi başarmış. Ortaya çıkan eserde, bir köpeğin rahat, sıcak ve mutlu yuvasından kopartılıp, doğanın en vahşi bölgesinde yaşam mücadelesi vermesi anlatılmaktadır.

7 Kasım 2012 Çarşamba

KAZIM KARABEKİR ANLATIYOR, Uğur Mumcu

KAZIM KARABEKİR ANLATIYOR, Uğur Mumcu
KAZIM KARABEKİR
ANLATIYOR

Uğur Mumcu
Doktorlar derler ya; "Antibiyotik ilaçları asla yarıda kesmeyin, yoksa bünyenize zarar verir" diye. İşte bu kitabı asla yarıda kesmeyin, kesin sinir krizi geçirebilirsiniz. Bilginin, herşeyiyle ele alınıp, iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Tez, Antitez ve Sentez. İşte bu kita, neredeyse tam anlamıyle bunları ele alıyor. Son bölümde Uğur Mumcu'nun yorumu, sözün bittiği yerdir.

Yazılarlar asla yalan ve hiç olmamış şeyler değildir. Üzülenler, gerçekten üzülmüşler ve sosyolojik dostluk standartları açısından yapılmaması gereken şeylere maruz kalmışlar. Ancak, bazen dostluk, ülke ideallerinin gerisinde kalmak mecburiyetindedir.

Kazım Karabekir, gerçekten de bizlere iyi anlatılmamış -ki Karabekir'de sık sık buna dem vuruyor hatıratında. Evet, M. Kemal'e sitem edebiliyor insan bunları okuduğunda; ancak, ne demişler: Dostluk başka, iş başka...

Kesinlikle okumanız gereken, önemli bir hatırat bu. Ve mutlaka kitabı sonuna kadar okuyunuz. Kitabı okurken, duygusal davranabilirsiniz, normaldir. Ancak işte bazı gerçekleri, gerçek ideojonin şeklini, Uğur Mumcu bize açıklıyor.

6 Kasım 2012 Salı

UZAYDA SANTRANÇ, Gerard Klein

UZAYDA SANTRANÇ, Gerard Klein
UZAYDA SANTRANÇ
Gerard Klein
Zolt her kötülüğün başıdır. Yıl, onbin bilmem kaç olacak da içkinin adı ZOLT mu olmayacak? İnsanlık evrene hakim olma çabası içerisindedir; on yıl sürecek keşif uçuşları için, merkezi komuta, insanları uzaya göndermektedir. Jerg Algan ise bunlardan sadece biridir; ancak Algan, bir hile ile uzaya gönderilmektedir. Hiç istemediği halde, uzay keşfine yola çıkar. TEk bir şiarı vardır; tüm bu olanların öcünü almaktır...