BEYAZ DİŞ Jack London |
Bu, yarı kurt yarı köpek için geçerli bir hikaye gibi görünse de; hikayedeki kahramanımız Beyaz Diş'in yerine bir insanı koymak, hikayenin anlamını değiştirmeyecektir. Kimbilir, izlediğimiz vahşi hayatta kalma mücadelesini anlatan senaryoların bir çoğu bu kitaptan esinlenilmiş olabilir. Aklıma ilk başta İLK KAN (Rambo'nun ilk filmi) geliyor; tamamen olmasa da kısmen Beyaz Diş ile örtüşen bir senaryosu vardı, bu filmin.
Kitabın sonunda bir köpek için göz yaşı dökebileceğimi hiç düşünmemiştim; bu benim için, nadir bir durumdur. Yazar, Jack London, gözleme dayalı ve daha çok doğanın hüküm sürdüğü yaşamlar hakkında kendini geliştirmiş görünmektedir. Yazarın, ADEM'den ÖNCE adlı eseri de yine vahşi doğada varolmaya çalışan ilkel insanı anlatmaktaydı.
Annesi köpek -ki vahşi doğada tıpkı bir kurt kadar dirayetli; babası ise, tek gözü kör bir kurttur. Adının henüz konulmadığı dönemde annesinin ekseninde bir mağarada -ki doğduğu mağaradır bu- yaşar. Yazar, geçen bu ilk dönemleri oldukça güzel kaleme almış ve okurken hiç sıkıntı belirtisi göstermedim. Kitap su gibi akıp gitti desem yalan olmaz. Çilekeş Beyaz Diş'in ömrünü anlatan bu eserde, gerek hayvanların gerekse de bazı insanların -ki bunlara iki ayaklı hayvan diyebiliriz- ne kadar acımasız olduklarına şahit oluyoruz. Hikaye sadece bir köpeğin değil, aynı zamanda köpek ile muhatab olan insanların katılımıyla daha da derinleşip, edebileşiyor.
Bu kitabı henüz okumadıysanız, mutlaka bir yolunu bulup kitabı, hiç beklemeden okuyun. Pişman olmayacaksınız.
* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder