18 Mayıs 2012 Cuma

SİS ve GECE, Ahmet Ümit

SİS ve GECE, Ahmet Ümit
SİS ve GECE
Ahmet Ümit
İşte bu! Polisiye olarak okunacak harika bir kitap. Ahmet Ümit, bu kitabında başarılı bir hikaye kurgulamış. Sürpriz sonla biten ve sizi dehşete düşüren bir hikaye.

Dürüst olmak gerekirse, aksiyon dolu kitapları hep yabancılar yazar derdim. Bu kitaba kadar da öyle düşünüyordum. Ancak, Ahmet Ümit'in Sis ve Gece romanı beklentimin çok üstüne çıktı. Ahmet Ümit'in, Sultanı Öldürmek romanında şikayet ettiğim konular bu romanda yok. Hoş, bu roman 1996 senesinde ilk defa basılmış. Yazar heyecanını ve birikmiş hayal gücününü, sıkıntı çekmeden bu roman üstünde kullanmış.İnanın okurken sıkılmayacaksınız. 250 Sayfa, nasıl geçti de bitti diye şaşıracaksınız.

Son 25. sayfasına geldiğimde, şak diye hikayenin sonunu çözdüm. Evet.. Ben çözdüm, ben! :) Artık hikayenin sonunu çözdüğümden mi, yoksa emin olmak için sonuna kadar okumam gerektiğinden mi; sonlara doğru eklenmiş rüya anlatımı beni sıktı.

BU KISIMDAN SONRASI; KİTAP İÇERİĞİYLE İLGİLİ BİLGİ VERMEKTEDİR. KİTABI OKUMADIYSANIZ, HEYECANI KAÇABİLİR..

Evet, gerçekten de hikayenin sonunun ne olacağını çakozladığımda, büyük bir heyecan kapladı içimi. Kitabın sonunda ise, kafamda oluşturduğum son ile bire bir aynısı çıktı diyebilirim. Ancak ben olsam hikayenin sonundaki sürprizi daha etkili anlatırdım. Fakat bunu bir sinemada izlediğinizde -ki Turgut Yasalar'ın yönetmenliğinde, 2007 senesinde sinemaya da aktarılmıştır- daha etkili olacağına inanıyorum.

TESTERE adlı filmi bilirsiniz. İlk filmini. Sonunda GAME OVER diyen adamı düşünün. Eminim, benim gibi bir çoğunuzun da tüyleri diken diken olmuştur. İşte, Sis ve Gece'de de böyle bir sona hazır olun.

İstihbarat görevlisi Sedat, evli ve iki çocuk babasıdır. Melike adında güzel bir kadınla evlidir. Melike, kocasının bir haltlar yediğini bilir ama sevdiğinden de ses etmez. Çok seviyordur kocasını. Sedat, Mine adında bir kıza aşık olur. Hikaye, Sedat'ın bir operasyonda vurulmasının ardından, o hengame içinde rüyasıyla başlamaktadır. İlk sayfları okurken anlam veremesek de, ilerleyen bölümde Sedat'ın ölümden döndüğünü anlıyoruz.

Sedat, yenilikçidir. Ancak istihbarat kurumunda ise, gelenekçi yaklaşımlar vardır. Sedat'ın amcası İsmet ise Sedat'ın hal ve tavırlarından endişelidir. İsmet, kurumun başındaki bir yetkilidir. Sedat, yaşadığı son operasyon ile bağlantılı ve gizli aşkı olan Mine'yi merak etmektedir. Mine ortalıklarda yoktur. Hem görev sorumluluğu hem de aşk acısıyle, Mine'yi bulmayı kafasına takar. Amcası ile defalarca tartışır bu yüzden. Mine bulunmalıdır!



2 yorum:

yamak dedi ki...

başarılı bir Ahmet Ümit kitabı daha... Bab-ı Esrar'dan sonra okumuştum bu kitabı ve beğenmiştim de; hemen peşine de Beyoğlu Rapsodisi'ni sıkıştırmıştım, ama ne yalan söyleyeyim o kitabı pek sevemedim... Aynı memnuniyetsizlik İstanbul Hatırası'nı okurken de yapıştı yakama; ama Patasana'yı okurken ki keyif yazar hakkındaki tüm eleştirilerimi silip süpürdü:)

M. Murat Dicle dedi ki...

Bu kitap, salt polisiye olmanın dışında birşey barındırmıyor. Dolayısıyle çok etkileyiciydi, hele sonu oldukça etkiledi beni. Beyoğlu Rapsodisi yine de fena sayılmaz. Polisliğe soyunan kafadarları anlatıyor, bi saflık ve acemilik var içinde.

Sanırım, Ahmet Ümit'e birileri, romanlarında tarih katıştırması gerektiğini felan söylemiş olcak ki, İstanbul Hatırası, Sultanı Öldürmek, Bab-ı Esrar gibi eserler ortaya koymuş. Bu sanırım, yazarın kendini geliştirmesini gösteriyor. Olduğu yerde durmayı pek sevmiyor, A. Ümit. Biz yine de onun kitaplarını zevkle okumaya devam edeceğiz.