HAÇSIZ HAÇLILAR Arthur Koestler |
Nazi Almanya'sında -ki kendi ülkesi olmadığı halde, o dönemin proleter fikrine sahip kişilerce; gönülsüzce ama sanki mecburmuşcasına eylemlerde bulunan Peter'in öyküsüdür, bu.
Genç ve kendi çapında bir ideolojiye sahip, Peter; gördüğü işkencenin ardından, ülkeden kaçar ve tarafsız bir ülke gelir. Hikaye de böyle başlar. Kitabın üç evresi var: tarafsız bölgeye geliş ve orada yaşadığı aşk; aşkının gidişi ile başlayan hastalıklar, getirdiği kriz ve kendinin gönüllü olarak -ki bu Sonia tarafından yapılır- psikolojik sorgulanma evresi; son olarak da hesaplaşma ve Peter'in kendini tanımlama evresidir.
Kitap, bir roman olmasının yanı sıra, Peter gibi kişiliğe sahip insanların 'amaçsız amaçlarını' da gözler önüne sermektedir. Kitap bu yüzden Haçsız Haçlılar diye adlandırılmıştır. Bir inanç yok -ki bu sadece dini bir inanç olarak kastedilmemektedir- ancak, davaya bağlılık vardır. Bir dürtü Peter ve Peter gibileri, süreli olarak davaya karşı dürtmektedir. Hitler ve Napolyon örneği benim için ilginçti, kitapta. Bu iki şahıs ve Peter da, davasını güttüğü ülkenin as vatandaşı olmamışlar, ancak o ülke için ölümüne bir sevda ile mücadele etmişlerdir.
Kitap, Peter ve onun gibi bu dürtülere sahip insanları irdeliyor. Bunun bir "korkulu rüya" ile alakalı olabileceğini veya hala geçmişten kalan bir anının etkisiyle olabileceğine dair sorgulamalarla karşılaşıyoruz.
Sonuçta, huylu huyundan vazgeçmez dedirtecek bir sonla bitiyor, kitap.
Diğer kitap yorumlarım için tıklayınız.
Diğer kitap yorumlarım için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder