27 Ağustos 2012 Pazartesi

KAVİM, Ahmet Ümit

KAVİM, Ahmet Ümit
KAVİM
Ahmet Ümit
Bir ülke düşünün ki, Türkiye kadar karma felsefeye ve karma dinlere kucak açabilmiş olsun. Kitabı, polisiye bir roman olmasının dışında; ülkemizin kültürel zenginliklerine ve yakın tarihteki "devletin teröristi" mitine(!) de dem vurmaktadır.

Hikayenin baş karakterleri; Komiser Nevzat, yardımcıları Ali ve Zeynep: ilginç bir cinayet ile bir araya gelirler. Cinayet, bir adamın öldürülmesi dışında, işlenen cinayetin tarzı bakımından çok dikkat çekicidir. Kalbine saplanmış -ki kabzası haç şeklindedir- bir bıçak; yanı başında açık duran bir incil; incilin sayfasında kurbanın kanı ile altı çizilmiş bir cümle; sayfanın kenarına yine kanla yazılmış "Mor Gabriel" yazısı: Büyük bir takibe ve entrikalara sebep olacak bir cinayetin ilk izlenimleridir...


Ahmet Ümit'in polisiye romanlarını bilenlerin, bu romanda da aynı heyecanı ve kafa karışıklığını yakalayacaklarına eminim. Hikaye sürekli olarak sizi bir köşeden bir köşeye yatırmaktadır. Kavim belki bir Sultanı Öldürmek değil, ancak yine de güçlü bir hikayecilikle anlatılmış. Roman, bizlere Süryaniler ve diğer dinler hakkında da ön bilgiler sunmaktadır. Bir yandan katilin/katillerin peşinden koşarlarken, kendilerinin de öğrendikleri tarihi ve dini gerçeklere; bizlerde şahit olmaktayız, kitaptaki kahramanlarla beraber.

Ahmet Ümit, bana göre tam manasıyle Edebiyat yapabilen bir yazar değil. Ancak, kitaplarındaki beklentiyi her zaman verebilmiş; polisiye bir yazardır. Elbette bu, bugüne kadar okuduğum Ahmet Ümit kitapları baz alınarak yaptığım bir yorumdur. Okumadıklarım ve henüz yazmadıkları bu fikrimi değiştireceğini umarım. Ahmet Ümit, sevimli ve kafa dengi bir adama benziyor ;)



Hiç yorum yok: