20 Mayıs 2012 Pazar

Özgürlük ya da Kölelik

Özgürlük ya da Kölelik
Özgürlük ya da Kölelik
Varolan topluluklar, yaşadıkları sınırlı topraklar içerisinde, yalnızca hayatın gerekliliği doğrultusunda yaşayabilecekken; Toplumdan sıyrılan, ölümsüzlük düşüncesi ile sonsuca dek varolmayı hedefleyenlerin; zulmü ile parçalanmaktadırlar. Parçalanan, ufacık zerrelere dönüşen toplum ise, kültürel, sanatsal ve edebi bağlarının koparılması ile özgürlüğün; mutlak biat ile temin edilebileceğine kanaat getireceklerdir. Ve böylece kölelik bir yaşam biçimi halini alacaktır. 

Murat Dicle

18 Mayıs 2012 Cuma

SİS ve GECE, Ahmet Ümit

SİS ve GECE, Ahmet Ümit
SİS ve GECE
Ahmet Ümit
İşte bu! Polisiye olarak okunacak harika bir kitap. Ahmet Ümit, bu kitabında başarılı bir hikaye kurgulamış. Sürpriz sonla biten ve sizi dehşete düşüren bir hikaye.

Dürüst olmak gerekirse, aksiyon dolu kitapları hep yabancılar yazar derdim. Bu kitaba kadar da öyle düşünüyordum. Ancak, Ahmet Ümit'in Sis ve Gece romanı beklentimin çok üstüne çıktı. Ahmet Ümit'in, Sultanı Öldürmek romanında şikayet ettiğim konular bu romanda yok. Hoş, bu roman 1996 senesinde ilk defa basılmış. Yazar heyecanını ve birikmiş hayal gücününü, sıkıntı çekmeden bu roman üstünde kullanmış.İnanın okurken sıkılmayacaksınız. 250 Sayfa, nasıl geçti de bitti diye şaşıracaksınız.

Son 25. sayfasına geldiğimde, şak diye hikayenin sonunu çözdüm. Evet.. Ben çözdüm, ben! :) Artık hikayenin sonunu çözdüğümden mi, yoksa emin olmak için sonuna kadar okumam gerektiğinden mi; sonlara doğru eklenmiş rüya anlatımı beni sıktı.

BU KISIMDAN SONRASI; KİTAP İÇERİĞİYLE İLGİLİ BİLGİ VERMEKTEDİR. KİTABI OKUMADIYSANIZ, HEYECANI KAÇABİLİR..

17 Mayıs 2012 Perşembe

BAB-I ESRAR, Ahmet Ümit

BAB-I ESRAR, Ahmet Ümit
BAB-I ESRAR
Ahmet Ümit

Karen Kimya, babası tarafından küçük yaşta terkedilmşitir. Babası, Poyraz ise, Konya'da kendini bir Mevlevi dergahına adamıştır. Konya'daki bir otelde çıkan yangın nedeniyle, sigortacı Karen Kimya, memleketi olan Konya'ya gelir. Rüyalar, takipler ve esrarengiz olaylar..

Kimya, sadece Poyraz'ın kızına verdiği ad değildir. Kimya hem Şems-i Tebrizi'in aşkı hem de Mevlana'nın haremindeki hatundur. Yasak ilişki, cinayet..

Karen Kimya, rüyalar görür. Rüyasının baş aktörü ise Şems-i Tebrizi'dir. Bu rüyalar ki, Şems-i Tebrizi'nin cinayetini açığa kavuşturacaktır. Mevlana ile Şems-i Tebrizi arasında büyük bir dostluk vardır. Bu büyük dostluğun kıskananları da vardı: Mevlana'nın ortanca oğlu..

Elif Şafak'ın AŞK romanı ile aynı günlerde piyasaya çıkmış ama ana tema olarak birbirinin aynı konular anlatılmaktadır. Artık kim kimden arakladıysa bu konuyu bilmiyorum. "Ahmet Ümit polisiye tarzda kitaplar yazıyor, dolayısıyle Elif Şafak'ın AŞK'ındaki kadar derin mevzuları anlatamıyor", bunu bir başka siteden okumuştum. Evet gerçekten de Ahmet Ümit, polisiye ve heyecanı doruklara çıkartan meseleleri yazmayı seviyor. Hep bir suçlu peşinde. Sultanı Öldürmek'te ise hem Nüzhet'in hem de Fatih'in olası katillerinin peşindeydi, Ahmet Ümit.

Tarihi yine bir başka romandan öğrenmek sizler için harika olacak. Okuyun pişman olmayacaksınız.

* Diğer kitap yorumları için tıklayınız.


SULTANI ÖLDÜRMEK, Ahmet Ümit

SULTANI ÖLDÜRMEK, Ahmet Ümit
SULTANI ÖLDÜRMEK
Ahmet Ümit
Bugün bu kitabı bitirdikten sonra, dışarı çıkıp başka bir kitap daha aldım: Sis ve Gece. Yine Ahmet ÜMİT'in yazdığı, polisiye bir roman. Kafeye geçip, kitabın ilk elli sayfasını okudum. Gece, Sultanı Öldürmek ile ilgili yazımı yazmayı düşünüyordum..

Ancak Sis ve Gece'nin ilk elli sayfasını okuyunca -ki kitap 1996 senesinde çıkmış; Ahmet Ümit'in konu sıkıntısı çekiyor olabileceği hissine kapıldım. Yine kar yağıyor, yine gözler ve göz bebekleri içindeki taneler. Bire bir olmasa da, andıran şeyler var, Sis ve Gece ile Sultanı Öldürmek kitabında. Kişiler ve mekan anlatımlarında sığlık sezdim. Çok elzem şeyler değil ama dikkatimi çekti. Neyse, yeterinden fazla peşin hüküm giydirdim Ahmet Ümit'e. Sonuç, Sis ve Gece'yi bitirdiğimde yapacağım yorumda ortaya çıkacaktır. Şunu da hemen belirteyim, Ahmet Ümit'in kitaplarını severek okudum. Değerli bir yazar, benim için.

Sultanı Öldürmek kitabının içeriğini yorumlamadan önce, Ahmet Ümit'in okuduğum ikibuçuk kitabına bakacak olursak; Sündüre sündüre anlatımı çok kere dikkatimi dağıtıyor. Bazen çok gereksiz yere detaylara indiğini gördüm. Detay düşünce için iyi olabilir ama siz tam heyecanın doruk noktasına geldiğinizde, çok da alakalı olmayan bir şeyin anlatımına girdiğinizde, heyecan da kayboluyor. Gel-gitler oluyor okumalarla kurulan hayallerde. Ve okuma hızını da etkiliyor. Allah sizi inandırsın, çifter çifter satırları geçtim. Hatta, sündürülen satırları hızlıca tarıyarak, ilk konuşma bölümünde durup, sonra diğer konuşma bölümüne atladığım anlarda oldu. Yıldırdı beni bu sündürerek anlatma. Edebiyatın bokunu mu çıkarttı acaba, Ahmet Ümit? :P

14 Mayıs 2012 Pazartesi

DURU AŞK (PDF formatı)

İlk denemem olan DURU AŞK öyküsünü, bu sitede yayımlamıştım. Bu siteden okunması zor olduğu kanaatine vardım. Ayrıca yazıcıdan çıkartıldığında ise gereksiz bir sürü şey de kağıda yazılıyor. Dolayısıyle PDF formatında veya doğrudan daha okunaklı olarak SCRIBD.COM üstünden, bu öyküyü bir kez daha paylaşıyorum.

DURU AŞK, PDF Formatında okumak için tıklayınız..
PDF Formatında bilgisayarınıza indirmek isterseniz; bağlantının üstündeyken, farenin sağ düğmesine basın. Çıkan menüden Farklı Kaydet'i

Scribd olarak aşağdan da okuyabilirsiniz..