12 Eylül 2012 Çarşamba

KUMARBAZ, Dostoyevski

KUMARBAZ, Dostoyevski
KUMARBAZ
Dostoyevski
Dostoyevski, romanlarında, sanki sayfalardan çıkıp odamıza gelecek kadar gerçekçi karakterler yaratmaktadır. Okurken, kendinizi ortamın ta içinde hissetmeniz mümkün. Kumarbaz adlı bu eserinde yine güzel bir hikaye ile çıkmış karşımıza. Dünyanın en büyük yazarlarından olması, hiç de yanlış değil; bu ve diğer romanlarını okuduktan sonra gayet açık anlıyor insan.

Dostoyevski'in okuduğum kısa öykülerini ele alacak olursam, Kumarbaz'da da yine nasihat yüklü bir hikaye ile kaşılaşıyoruz. Hikaye, karakterlerin katılımıyla derinleşip, daha da eğlenceli bir hal alırken, kumar tutkusunun, insanı nerelere sürükleyebileceğini de gözler önüne seriyor...

GENÇ WERTHER'in ACILARI, Goethe

GENÇ WERTHER'in ACILARI, Goethe
GENÇ WERTHER'in ACILARI
Goethe
Goethe (Johann Wolfgang von Goethe 1749-1832) 'nin okuduğum ilk eseridir. Öncelikle kitabı basan Bordo-Siyah yayınevine teşekkür ederim. Gerçekten de güzel bir çalışma yapmışlar. Detaylı önsözlerle, kitap hakkında genel açıklamalar ve yorumlar yapmışlar. Bu kitabı okumadan önce, onu daha iyi anlayabilmemi sağladı.

Sanıyorum ki, içinde bulunduğumuz yüzyıl ve sonraki gelecek olan yüzyıllarla birlikte, AŞK tamamen şehir efsanesi haline dönecektir. Goethe ve onun devrinde ya da  daha da eski tarihleri anlatan yeni nesil yazarların eserlerini okuduğumda; aşk hiç de öyle basit bir olgu gibi görünmüyor. İnsanı titreten, öldüren veya paramparça edebilen bir duygu seli olarak karşımıza çıkıyor...

6 Eylül 2012 Perşembe

İSKENDER, Elif Şafak

İSKENDER, Elif Şafak
İSKENDER
Elif Şafak
Daha önce ve ilk defa Elif Şafak romanı olarak okuduğum, Baba ve Piç romanının İngilizceden tercüme edildiğini görmüştüm. İskender adlı romanını okumadan önce, belki bu doğrudan doğruya Türkçe olarak kaleme alınmıştır ve böylelikle Baba ve Piç ile kıyaslama yapabilirim diye düşünüyordum. Kıyaslama: Baba ve Piç'i tercüme eden Aslı Biçen hanımefendinin, kitaba kattığı edebî ruh ile Elif Şafak'ın doğrudan Türkçe olarak kaleme aldığı bir romandaki edebî ruhun karşılaştırması olcaktı, benim için. Neyse, İskender'de doğrudan İngilizce olarak kaleme alınmış bir eser. Kıyaslamayı artık başka -ki varsa!- romanlarına bırakacağım.

Ha, bu arada, asla kötülemek ve küçümsemek için kıyaslama içine girme niyetinde değilim. Sadece yazarı daha iyi analiz edebilmek adına bir meraktır. Bu ayrıca bana, bir eserin, başka dillere tercüme edildiğinde, orijinalinden ne kadar sapma da yapabileceğini gösterecektir. Farklı bir bakış açım ve mantalitem olduğu kesin ;) İskender veya Baba ve Piç romanlarının İngilizce - Orijinal sürümünü okuyamayacağımdan, Elif Şafak'ın doğrudan Türkçe kaleme aldığı bir eseriyle kıyaslama yapacağım. Yazara ait kitapları okumam zaman içerisinde devam edecektir. Gelelim İskender'e...

29 Ağustos 2012 Çarşamba

İKİ CAMİ ARASINDA AŞK, Mürvet Sarıyıldız

İKİ CAMİ ARASINDA AŞK, Mürvet Sarıyıldız
İKİ CAMİ ARASINDA
AŞK

Mürvet Sarıyıldız
Size kitabın içeriğinden veya yazarın romancılık becerisinden çok; kitabın baskı kalitesinden, mizampajından bahsedebilirim. Daha kitabı ilk elime aldığımda, anladım ki bu kitabı takva sahipleri basmış/bastırmış. Nedendir bilmem, dinci dediğimiz kesimdeki insanlar teknolojiyle çok ilgililer ve nedendir bilmem, matbaa işleri konusunda büyük yatırımları ve hevesleri vardır. Çok severler böyle süslü şeyleri basmayı...

Hikaye çoğunuz tarafından biliniyor olabilir. Kitabın kapağına bakıp da aldanan da olmuş olabilir, benim gibi. Böyle bir kitabın basılmış ve piyasada satıldığını gördükten sonra, bana müthiş bir cesaret geldi. Bildiğiniz gibi benim de öykü denemelerim var. Peki neden ben de bunları kitaplaştırmayayım? Bu kitabı, roman diye çıkarttılarsa, benim kitabım bu kitaba göre best seller olur :)

28 Ağustos 2012 Salı

KATRE-İ MATEM, İskender Pala

KATRE-İ MATEM, İskender Pala
KATRE-İ MATEM
İskender Pala
Tarihin derinliklerinden, armağan denilebilecek bir metnin; İskender Pala'nın şahsiyetinde ortaya çıkmış bir eserdir: 66 Soru ve 1 Cinayet... Gerçek midir, değil midir, bilinmez. Konuda adı geçen isimlerin gerçekliği tartışılmaz olsa da, kurgulanmış hikayenin gerçekliği net olarak belirtilmemiştir.

Yazar tesadüf ettiği bir kitap müzayedesinde, kimsenin itibar etmediği, yırtık pırtık bir kitaba en yüksek değeri vererek sahip olur. Ki yazar: "bilinse, çok daha fazla değerli olacağını" da Sunuş bölümünde dile getirmiştir. İskender Pala, işte bu elde ettiği Osmanlıca yazılmış kalın cildin, en son bölümünde anlatılan hikayeyi, bizlerin anlayacağı şekilde sunmuştur. Gerçekte yazarı bilinmemektedir. İskender Pala, der ki: "...Kitabın gerçek yazarı bulununcaya kadar, bu öyküyü size ben anlatmış olacağım ve siz bu kitabın yazarı olarak beni bileceksiniz."