28 Ağustos 2012 Salı

BABA ve PİÇ, Elif Şafak

BABA ve PİÇ, Elif Şafak
BABA ve PİÇ
Elif Şafak
Aşure tarifidir, bu... Malzemesi: Türk'tendir, Ermeni'dendir; azıcık evin kedisi, az da evin deli ahalisi, geçmişten alınmıştır öfkesi; çokca kinlidir yeni neslin Ermenisi... Şaşırtıcı ve sarsıcı bir betimlemeyle anlatılan; Zeliha ile katıştırılıp ki tasvire dönüşen, yağmurlu bir günle başlayan: bir hikaye, bu... Cemi cümlemize anlatılan; kimimize göre masal, kimimize göre nasihat, kimimize göre içinden çıkılmaz bir paradoks: Baba ve Piç

Hali, tavrı ve Bab-ı Esrar'a rivayet olunan musallatlığı ile "gıcık-i" payesinde bir hatun kişi: Elif Şafak.

İngilizce olarak kaleme aldığı bu roman ile tüm olumsuz -ki n'oluyorsa bana, süzme gıcık olmuştum- fikirlerimi yıkmıştır. İngilizce'den Türkçe'ye çeviri yapan, çevirmenin mi, yoksa yazar, Elif Şafak'ın mı kitaba edebî harikuladelik kattığı; mutlaka tartışılmalıdır...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

KAVİM, Ahmet Ümit

KAVİM, Ahmet Ümit
KAVİM
Ahmet Ümit
Bir ülke düşünün ki, Türkiye kadar karma felsefeye ve karma dinlere kucak açabilmiş olsun. Kitabı, polisiye bir roman olmasının dışında; ülkemizin kültürel zenginliklerine ve yakın tarihteki "devletin teröristi" mitine(!) de dem vurmaktadır.

Hikayenin baş karakterleri; Komiser Nevzat, yardımcıları Ali ve Zeynep: ilginç bir cinayet ile bir araya gelirler. Cinayet, bir adamın öldürülmesi dışında, işlenen cinayetin tarzı bakımından çok dikkat çekicidir. Kalbine saplanmış -ki kabzası haç şeklindedir- bir bıçak; yanı başında açık duran bir incil; incilin sayfasında kurbanın kanı ile altı çizilmiş bir cümle; sayfanın kenarına yine kanla yazılmış "Mor Gabriel" yazısı: Büyük bir takibe ve entrikalara sebep olacak bir cinayetin ilk izlenimleridir...

17 Ağustos 2012 Cuma

CUMHURİYET, Turgut Özakman

CUMHURİYET, Turgut Özakman
CUMHURİYET
Turgut Özakman
Turgut Özakman'ın serinin üçüncü kitabı olan Cumhuriyet, sizin de tahmin edeceğiniz gibi, kurtuluş savaşının ardından; Birinci Dünya Savaşının bitişi, Türkiye'nin özgürleşmesi -ki Cumhuriyetin ilanına kadar giden hikayeyi anlatmaktadır. Hikaye dedim, ancak çok ciddi tarihi belgelerle hazırlanmış, okunması ve anlaşılması kolay bir tarihi roman olmuş, bu kitap. Özakman, bana göre, bu dönemleri; başlangıç seviyesinde roman tadında anlatmaktadır.

Turgut Özakman'ın bu kitabını okumadan önce sırasıyle, Diriliş: Çanakkale 1915 ve Şu Çılgın Türkler kitaplarını okumanız gerekmektedir. Böylece konuyu daha iyi kavrayabileceksiniz. Elbette, dediğim gibi, bu başlangıç seviyesi için, harika bir tarihi belgedir. Hem tarih kitabı hem de roman tadı, damağınızda kalıyor.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

MÂÛN SURESİ, Yaşar Nuri Öztürk

MÂÛN SURESİ, Yaşar Nuri Öztürk
MÂÛN SURESİ
Yaşar Nuri Öztürk
Yine Yaşar N. Öztürk'ten bir eser daha. Allah ile aldatanlara, Kur'an'ın tokadı niteliğindeki Mâûn suresinin tefsiri...

Öyle bir tefsir ki, konu hep aynı surenin etrafında dönüyor olsa da, Kur'an'daki bir çok ayet ve surenin de yer aldığı bir kitap, bu. Anlatım ve konuların detaylı şekilde ele alınması sizi bir süre sonra sıkıyor olsa da, hem surenin detaylı tefsirini hem de İslam tarihindeki bu surenin muhattblarını da okuyacaksınız. Gerek günümüz gerekse de İslamiyetin ilk günlerindeki müşriklere şahit olacaksınız. Göz göre göre, insanlardan bu sureyi ve surenin anlamını gizleyenleri öğreneceksiniz.

SİMYACI, Paulo Coelho

SİMYACI, Paulo Coelho
SİMYACI
Paulo Coelho
Yazarın bir başka romanını okumadım, ancak bu romanı okurken, yazım ve anlatım dilinin basitliği beni şaşırttı. Çünkü, böylesi dünyada yankı yapmış ve milyonlarca satılmış bir romandan beklentim büyüktü. Yazım ve anlatımda, edebi bir eser bekliyordum. Ancak bu bir tarz, bunu kabul etmek gerek. Hikayenin beklenen bir sonu olmakla birlikte, kullanılan tarz; Çehov tarzı gibi geldi bana. Günümüz modern anlatımlarından uzak bir tarzla yazılmış. Bu hikayeyi, Balzac, Ahmet Ümit vs. yazmış olsaydı, emin olun 180 sayfa yerine iki ciltlik roman ortaya çıkardı. Aslında iyi de olurdu.

Herşeyden önce konu harika. Anlatılmak istenen şey, her insan için çok önem arzedeceğini sanıyorum. Simyacı'yı okuyan hemen herkesin bu öyküde, kendinden ve kendi için birşeyler bulacağını düşünüyorum.